Geliştirilen tüm beşinci ve altıncı nesil uçaklar. Günümüz modern bir savaşında hız, iletişim ve elektronik harp her şeydir. Bin yıl öncesinin atlı birlikleri ne ise, 2. Dünya Savaşında tanklar ne ise, günümüzde de savaş uçakları odur. ABD ve Rusya günümüzdeki hegemonyasını güçlü hava kuvvetlerine borçludurlar. Çin de son 10-15 yılda bunun farkına vardı ve J-20, J-31 gibi atılımlar yaparak uçak konusunda Rusya’ya olan bağlılığını büyük ölçüde sonlandırdı.
Hal böyle olunca dünyada birçok gelişmiş beşinci hatta altıncı nesil uçak projeleri boy göstermeye başladı.
5. Nesil bir uçak için hangi özellikler olmalıydı öncelikle onu kabaca hatırlayalım:
1) Çok düşük radar görünürlüğü (stealth)
2) Gövde içi mühimmat istasyonları
3) Çok gelişmiş elektronik harp yeteneği ve aviyonikler
4) Süpercruise uçuş (artyakıcısız ses üstü hızda uçuş)
5) Havadan diğer birlikleri ve S/İHA’ları komuta-kontrol edebilme
Genel hatlarıyla beşinci nesil uçaklardan istenilen özellikler bu şekilde tanımlanabilir.
Peki 6. Nesil bir uçakta neler olabilir? Neler olacaktır?
Birleşik Krallık’ın tanıttığı TEMPEST’den de yola çıkacak olursak, tüm beşinci nesil özelliklerine ek olarak;
1) Modüler, sökülüp takılabilen yapıları nedeniyle çok daha hızlı ve kolay bakım yapılabilecek. Yani tıpkı bir lego gibi tasarlanacak ve sadece bir iki saat içerisinde arızalı kanat, motor vesaire sökülerek tekrar uçuşa hazır hale gelecek.
2) İsteğe bağlı olarak hem insanlı hem de insansız olarak kullanılabilecek.
3) Tıpkı SR-71 ve MİG-31 gibi 80 bin feet ve hatta üzeri irtifalara çıkabilecek. Bu yükseklik yaklaşık 25 kilometreye tekabül etmektedir ki bu sayede orta irtifa hava savunma sistemlerini rahatlıkla atlatabilir. (Not: Günümüz gelişmiş jetlerinin operasyonel irtifaları 50-65 bin feet arasındadır.)
4) Elbette tüm bunlara ek olarak çağın getireceği yeni teknolojileri üzerinde barındıracaktır. Burada 2030 ve 2040’lı yıllardan bahsediyoruz ki; teknolojide 4-5 yıl içerisinde bile muazzam gelişmeler yaşanmakta. Savaş uçakları geliştirilirken günümüzden 20-30 yıl sonrasının tehditleri düşünülerek tasarlanır. Bu sebeple 6. nesil uçaklara dair bildiklerimiz bunlarla sınırlı.
Şimdi gelelim günümüzde geliştirilmekte olup 2030 ve 2040’lı yıllarda gökyüzünde göreceğimiz makinelere!
1) KAI KF-X (Güney Kore, Endonezya)
Bu uçağın neredeyse bütün fotoğraflarında ve maketlerinde kanat altı mühimmat/yakıt tankı takılı. Bu şekilde stealth karakteristiğini nasıl sağlayacak akıllarda soru işareti oluşturuyor. Uçağın gövde içi silah istasyonları bulunmuyor. Bu sebeplerden ötürü KF-X 4++ veya 4.5 nesil bir uçak olarak tanımlıyor. Sadece 50 milyon dolar birim maliyeti de bunu doğrular nitelikte. Ki bu kadar düşük maliyet açıklanmasındaki en önemli sebep Güney Kore’nin birçok parçayı ve mühendislik desteğini batıdan hazır alabilmesi. KAI’nin (Korea Aerospace Industries) arkasında Lockheed Martin gibi bir dev bulunuyor. Uçağın motoru General Electric imalatı F414 olarak belirlendi. Bu motor F/A-18 Super Hornet ve Gripen NG/E modelinde de kullanılmaktadır.
Ülkemizin geliştirdiği TUSAŞ TF-X, bu uçaktan hem ebat olarak hem de teknik özellikler bakımından (motor gücü, kanat alanı, özel mühimmat vs.) gelişmiş bir uçak. Kore’nin tek avantajı kendisine güzel bir ortak bulmuş olması ve bizden birkaç yıl önde olmaları. Uçağın Nisan 2021’de hangardan çıkış yapması bekleniyor. KF-X’in ilk uçuşunu 2022 yılında yapması, 2026 yılında ise üretime geçmesi planlanıyor. 2026 yılına kadar toplam 6 adet uçar prototip üretilip testler yapılacak ardından hizmete girecek.
Uçak, Kore Cumhuriyeti Hava Kuvvetlerindeki F-4, F-5 ve F-16 uçaklarının yerini alacak. KF-X 4.5’inci nesil bir savaş uçağıdır. Ancak ilerleyen zamanlarda 5. nesile yükseltilecek. Uçakta %20 Endonezya ortaklığı bulunuyor.
2) TUSAŞ TF-X (Türkiye)
Ülkemizin göz bebeği Milli Muharip Uçak Turkish Fighter-X ilk uçuşunu 2025 yılında yapacak ve 2029 yılında hava kuvvetlerimizin envanterindeki F-16’ların yerini almaya başlayacak. Uçağımız safkan 5. nesil olarak tasarlanmaktadır. Ancak uçağımıza ortak veya ortaklar bulunmalıdır zira hem ekonomik hem de teknolojik olarak büyük bir işi yapıyoruz. İngiltere bize mühendislik desteği verse de bu yükümüzü omuzlayacak ciddi bir ortaklık değil.
TF-X’in prototipleri General Electric imalatı F110 motorları ile uçacak. Ancak Türkiye seri üretime yerli motoru ile girmeye kararlı. Bu kapsamda BMC, TUSAŞ ve SSB ortaklığında TRMOTOR şirketi kurulmuş ve çalışmalara başlanmıştır.
3) HAL AMCA (Hindistan)
Hindistan’ın geliştirdiği multirol (çok amaçlı) 5. nesil savaş uçağının ilk uçuşunu 2026 yılında yapması bekleniyor. 2030 yılından itibaren de Hindistan envanterine girmesi bekleniyor. Lakin Hindistan silah endüstrisini Türkiye’nin silah pazarı için bir rakip olarak görmemekteyiz. Zira Hindistan askeri konularda hem kalite hem de teknoloji bakımından sabıkalı bir ülke. HAL AMCA uçağının yukarıda gördüğünüz küçük maketi 2013 yılında sergilendi ve günümüzde ne bir maket ne de bir prototip mevcut. Bayağı ağır ilerliyorlar. HAL TEJAS adında 4. nesil uçak projeleri vardı ve 1980’lerden beridir geliştiriyorlardı. 2001 yılında ilk uçuşunu yapan uçağı ancak 2015 yılında orduya teslim edebildiler. 5. Nesil HAL AMCA’nın ise teknik özelliklerinin bir çoğu belli değil. Lakin bizim uçağımız TF-X’in birçok özelliği belli oldu, bire bir ölçekli mock-up’ı sergilendi ve ilk uçar prototipe adım adım ilerliyoruz.
4) BAE Systems Tempest (İngiltere, İtalya, İsveç)
Bugüne kadar tanıtılan en detaylı 6. nesil uçak görmüş olduğunuz Tempest’dir. Projenin arkasında İngiliz BAE Systems, Rolls Royce ile İtalyan Leonardo, MBDA var. Her biri dünyanın en büyük ve başarılı savunma sanayi şirketleri. Uçak ile İsveç de yakından ilgilenmekte. İngiltere bu uçağın kesinlikle 5. nesil olmadığını, 6. nesil olduğunu vurguluyor. Hem insanlı hem de insansız olarak kullanılabilecek uçakta kokpit bölümünde hiçbir tuş ve ekran bulunmuyor. Bunun yerine pilotun kaskı sanal gerçeklik teknolojisi kullanarak uçağın kullanılmasını sağlıyor.
Bunun dışında uçağın yapısı tam anlamıyla modüler olacak, yani lego gibi sökülüp takılabilen kanat, motor vb. parçalardan oluşacak. Bu sayede uçağın bakım ve harbe hazırlık oranı çok çok iyi olacak.
Tempest, yakın hava muharebeleri ve it dalaşı için de makineli top yerine lazer silah sistemi kullanacak. Daha bitmedi! Rolls Royce da uçağa özel olarak motor geliştiriyor ve bu motorda kullanılmak için mikro robotlar geliştirilmektedir. Bu mikro robotlar uçak yere indiğinde ve hangara çekildiğinde bu robotlar yerlerinden çıkıp motorda gezmeye başlayacaklar. Hasarlı, yıpranmış kısım var mı diye kontrol edecekler. Bulunan problemi de ya kendileri müdahale ederek çözecek ya da yer ekiplerine rapor edecekler.
Uçağın açıklanan bazı özellikleri şimdilik bu şekilde. Gerçekten heyecan verici, sınırları zorlayıcı bir uçak. Eurofighter Typhoon’ların yerini alacak olan Tempest’in ilk uçuşunu 2030 civarında yapması, 2035 gibi de üretime girmesi planlanıyor.
Altıncı nesil Tempest uçağının geliştirici takımı şu firmalardan oluşmaktadır:
- BAE Systems (İngiliz)
- Rolls Royce (İngiliz)
- GKN Aerospace (İngiliz)
- QinetiQ Defence (İngiliz)
- Martin-Baker Aircraft (İngiliz)
- Leonardo (İtalyan)
- Elettronica (İtalyan)
- Avio Aero (İtalyan)
- MBDA (İngiliz/Fransız/İtalyan)
- Saab (İsveç)
- Collins Aerospace (Amerikan)
- GE Aviation (Amerikan)
- Bombardier (Kanadalı)
Öte yandan geçtiğimiz aylarda TGRT Haber canlı yayınına konuk olan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir; MMU Projesinde BAE Systems ile danışmanlığın devam ettiğini belirtirken İngiliz TEMPEST projesinde alt sistemler alanında ortaklık olabileceğini açıklamıştı.
5) Dassault FCAS (Fransa, Almanya, İspanya)
Uçak şimdilik Future Combat Air System olarak adlandırıldı ve tıpkı Eurofighter ile Rafale arasındaki rekabet gibi İngiliz Tempest’in rakibi olacak gibi duruyor. FCAS’ın arkasında Dassault, Airbus, Thales, Safran Engines ve MTU Aero gibi dünyaca ünlü şirketler bulunmakta. Rafale ve Eurofighter uçaklarının yerini alacak olan FCAS’in Fransız Donanması tarafından uçak gemilerinde de kullanılması planlanıyor. Uçak hakkında teknik bilgi bulunmuyor. 6. Nesil olarak tasarlanan uçağın 2030 gibi ilk uçuşunu yapması, 2040 yılında da üretime geçilmesi planlanmakta. Tarihleri tutturması zor gibi gözüküyor zira Tempest’e nazaran Dassault FCAS projesinden ses soluk çıkmıyor.
6) F-X “Godzilla” (Japonya)
Japonya savunma bakanlığı Aralık 2019’da F-X adında yeni nesil savaş uçağı projesine başladıklarını açıkladı. Yukarıdaki görsel, uçağın medyaya verilen ilk kabataslak çizimidir. Bazı havacılık otoriteleri tarafından resmi olmayarak “Godzilla” lakabı takılmıştır. Bu lakabın söylenmesindeki sebep uçağın büyük boyutu.
Havacılık meraklıları bilir ki 90’lı yıllarda Japonya Mitsubishi F-2 adında bir uçak üretti. Bu uçak F-16’nın neredeyse aynısıdır, sadece boyutu ve kanat alanının daha büyük olması gibi ufak farklar bulunuyor. İşte Japonya 2035 civarında bu uçakları emekliye ayırıp F-X’i envantere almayı planlıyor.
Japonya uçak için ortak arıyor ve potansiyel ortaklarla görüşmeye devam ediyor. Uçak hakkında henüz hiçbir teknik bilgi bulunmamakta çünkü çok çok yeni bir proje. F-X, tıpkı F-2 gibi Japonya’nın ezeli düşmanı Çin Donanmasını yok etmek üzere geliştirilmekte. Japon savunma bakanlığı sözcüsü, uçağın geliştirilmesi için ayrılan bütçenin 2020 yılında 256 milyon dolara ulaşacağını belirtmiştir. Bakanlık sözcüsü, savunma bakanlığının uçaktan uzun menzil ve yüksek faydalı yük kapasitesi istediğini de söylemiştir.
Bakanlığın yeni nesil çok amaçlı F-X uçağından istediği diğer temel özellikler; stealth olması, gelişmiş elektronik harp yeteneğine sahip olması, gelişmiş sensörlere ve durumsal farkındalığa sahip olması, ve son olarak ABD ordusuyla birlikte çalışabilecek teknik altyapı.
Japon Savunma Bakanlığı mali belgelerine göre yeni nesil uçağın prototip üretimine 2024 yılında başlanacak ve 2028 yılında ise uçuş testleri başlayacak. Uçuş testlerinden 3 yıl sonra ise (2031) uçağın düşük yoğunluklu üretimine başlanması planlanıyor.
Japon Savunma Bakanlığı, F-X projesinde Japonya liderliğinde uluslararası iş birliği ve ortaklığa ihtiyaç duyulabileceğini sürekli tekrarlıyor. Bu bağlamda Mitsubishi Heavy Industries (MHI) ve IHI Corporation gibi yerel Japon şirketleri ana yüklenici olacak.
Uzun zamandır ortak arayışında olan Japonya için ABD ve Birleşik Krallık çeşitli tekliflerde bulunmuşlardı. ABD tarafından Lockheed Martin Japonya için; F-22 Raptor 5’nci nesil hava üstünlüğü avcı uçağının çift motor performansı ile çok rollü F-35A’nın teknolojisini barındıran (durumsal farkındalık, EOTS, sensör füzyonu, ağ merkezli harp, termal gizlilik vb.) hibrit bir modelini, Japonya ile birlikte geliştirmeyi teklif etmişti. Uçak Japonya için geliştirilecekti… Fakat Japonlar kendi uçaklarının teknolojisini yapmak istediklerinden ve projenin maliyeti gibi daha birçok sebepten ötürü teklifi kabul etmedi.
7) Mikoyan MİG-41 (Rusya)
Yine hakkında çok atılıp tutulan, yıllardır büyük gizlilikle yürütüldüğü söylenen Rus projesi daha! MİG-31’lerin yerini alması planlanan MİG-41’in 5++ hatta 6. nesil olacağı söyleniyor. Görünmezlik karakteristiği meçhul olan Su-57’yi dahi uzun yıllardır üretime koşamayan Rusya için iddialı söylentiler. Hakkında hiçbir teknik bilgi ve görsel olmayan, sadece adı olan projenin kabataslak tasarımının tamamlandığı söyleniyor.
MİG şirketinin CEO’su Ilya Tarasenko, Rus basınına verdiği röportajda uçağın uzaya yakın irtifalarda uçabileceğini ve mach 4 hızına çıkabileceğini söylemiş. Ayrıca uçağın daha sonra insansız bir versiyonunun da geliştirileceğini belirtmiş. Rus Hava Kuvvetlerinin ilgilenmesi ve talepte bulunması halinde ilk prototipin 2025 yılında hazır olacağını da eklemiş.
8) Boeing F/A-XX (ABD)
F/A-XX, Amerikan Donanmasındaki uçak gemilerinde görev alan F/A-18 Süper Hornet’lerin yerini alacak 6. nesil savaş uçağıdır. Biliyorsunuz ki ABD uçak gemilerinde geçtiğimiz birkaç yıldan beridir F-35C’ler kullanılmaya başlanmıştır. Donanmanın planı F/A-18 Hornet’ler yerine F-35C kullanmak, Süper Hornet’ler yerine de görev çeşitliliği açısından 6. nesil F/A-XX kullanmak. Bundan dolayı F/A-XX, F-35C uçağının tamamlayıcısı olarak donanmada birlikte görev alacak. Uçağın öncelikli görevleri hava muharebeleri, kara saldırıları ve yakın hava desteği olacak. Diğer görevleri ise elektronik harp ve keşif/gözetleme olarak belirlenmiş. Kısacası F/A-XX, hava-hava görevlerine odaklı multirol bir uçak olacak. Uçak tıpkı diğer 6. nesil uçaklar gibi insanlı ve insansız olarak görev yapabilecek.
Tüm bunların dışında F/A-XX’in F/A-18’e göre faydalı yük kapasitesinin daha fazla olacağı söyleniyor. Uçağın 2035 civarında envantere gireceği tahmin ediliyor.
Konuyla ilgili olarak şu yazımızı da okuyabilirsiniz: MMU TF-X İçin Ortak Kim Olmalı?