Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşında tanklarla karşılaşan Türk ordusu, kendisi için ilk adımları 1925 yılında atmaya başladı.

İkinci Gazze Muharebesi sırasında İngilizlerin Mark 1 tankıyla siperleri aşması, Türk ordusunun dikkatini cezbetmişti. İşgal yıllarında Fransızların İstanbul içlerinde tanklarla devriye atması, Türklerin tankları daha yakından incelemesine olanak sundu. Son olarak Kurtuluş Savaşında tanklarla karşılaşan Türk Ordusu, nihayetinde Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla ilk adımları atarak 1925 yılında Kıdemli Yüzbaşı Tahsin Yazıcı’yı Fransa’ya eğitime gönderdi. Zırhlı birliklerin askeri doktrinde yeni bir çağ başlatacağını öngören Türkiye, 1928 yılında Fransa’dan FT-17 hafif tanklarını satın alarak Maltepe Piyade Atış Okulu’na konuşlandırdı. 1932 yılında Sovyetler Birliği, Cumhuriyetin 10. Yılı sebebiyle Türkiye’ye 4 adet T-26, 1 adet T-27 tankette ve 1 adet T-28 tankı hediye etti. Tank sayısının artmasıyla Türkiye 1934 yılında ilk tank birliği olan Lüleburgaz Tank Taburunu kurarak Binbaşı Tahsin Yazıcı’yı ilk komutan olarak atadı.
Taburu Tugay seviyesine çıkarmak isteyen Türkiye, 1934 yılında Sovyetler Birliği’nden 64 adet T-26 tankı ile 34 adet BA-6 ve BA-3 satın almış, tankların tamamının teslim edilmesiyle beraber Tabur 1937 yılında Zırhlı Tugay seviyesine çıkarılmıştır.

İkinci dünya savaşı dönemi
İkinci Dünya Savaşı’nın patlamak üzere olduğu 1939 yılında Türkiye, İngiltere ve Fransa ile ittifak yaptı. Zırhlı Tugay’ı Tank alayı seviyesine çıkarmak için daha fazla tanka ihtiyacı olan ülkemiz, İngiltere ve Fransa’dan satın alım gerçekleştirdi. 100 adet Fransız Renault R-35 ve 16 adet İngiliz Vickers-6 satın alınan Türkiye, 1940 yılında Lüleburgaz’da ilk tank alayını kurdu. Sovyetlerde alınan T-26 tanklarının sık sık arıza yapması ve ömürlerini doldurmasıyla beraber yeni satın alımlar için İngiltere ve ABD ile görüşülmeye başlandı. 1942 yılında Lüleburgaz’da bulunan zırhlı tugay Davutpaşa’ya nakledildi. 1943 yılında ABD’nin ve İngiltere’nin gönderdiği araçlar ile Niğde ve Selimiye’de iki zırhlı tugay daha oluşturularak Davutpaşa’daki tugaya 3. Zırhlı Tugay adı verildi.

Ankara, 1981
ABD’den gelen; 25 adet M4 Sherman, 220 adet M3 Stuart, İngiltere’den gelen; 180 adet Valentine MK-3, 150 adet Vicker MK-6 savaş görmüş ikinci el tanklardı. Bu sebepten dolayı Türkiye, 1943 yılında Nazi Almanyası’ndan 56 adet Panzerkampfwagen-3 Ausf N (Panzer 3) ve 15 adet Panzerkampfwagen-4 Ausf G (Panzer 4) tankı sipariş etti. Panzer-3 tanklarından sadece 22 adeti teslim edildi. Panzer-4 teslimatında ise bir sorun yaşanmadı. 1944 yılında Davutpaşa’daki tugay Zıthlı Tümen seviyesine çıkarıldı. Türkiye’ye verilen bütün araçlar ve malzemeler %80 itibarıyla kullanılmış, savaş görmüş ve genel bir revizyondan geçirildikten sonra orduya teslim edilmiştir. Bu tanklar Türk tankçılarının gayretleriyle uzun bir süre hizmet etmiş, nitekim İkinci Dünya Savaşı’nda alınan M4 Sherman, M3 Stuart ve Panzer 4 tankları 1950’li yıllarında envanterden çıkarılmıştır.

KIRIKKALE ÇELİK FABRİKASI’NDA ÜRETİLEN ÇELİK İLE TÜRKİYE TARİHİNDE İLK KEZ YERLİ TANK YAPILDI. YILLARCA SIR GİBİ SAKLANAN BU TANKIN ADI TARİHİN TOZLU RAFLARINDA UNUTULDU. HALKA AÇIK RESMİ BELGELERDE HİÇBİR FOTOĞRAFI BULUNMAYAN TANKA BİRÇOK TESTİN YAPILDIĞI BİLİNMEKTEDİR.
İlk Türk Tankı: MKE Kırıkkale 1943
Cumhuriyet kurulduğunda Türkiye’de çelik işlemek için var olan tesisler birkaç atölyeden ibaretti. Bu açığı kapatmak isteyen Türkiye, 1929’da Kırıkkale Çelik Fabrikası’nın temelini atarak 1932 yılında fabrikanın açılışını gerçekleştirdi. Türkiye’de ilk kez çelik işleme başlayan fabrika 1935-1950 yılları arasında uçak çeliğinden paslanmaz çeliğe kadar 150 çeşit çelik üretti. İkinci Dünya Savaşı yıllarında savaşın kendine sıçrayacağını düşünen Türkiye, Kırıkkale Çelik Fabrikası’na güvenerek ilk tank çalışmalarına başladı. MKE o dönem Sovyetler yapımı T37A tankını temel alarak motor haricinde her aksamı yerli olan ilk tankını üretti. Amerikan motor şirketi Ford’un İstanbul’da ki motor fabrikasından temin edilen motorlardan güç alan Kırıkkale 1943, 1946 yılındaki Cumhuriyet Bayramı resmigeçidine katılarak ilk defa kamuoyu ile paylaşıldı. Sır gibi saklanarak ortaya çıkarılmayan proje, ABD’nin Marshall yardımları ve Türkiye’deki çelik fabrikalarının yetersizliği sebebiyle hiçbir zaman seri üretime giremedi. Tanka günümüzde ne olduğu bilinmezken askeri müze depolarında hurda şekilde beklediği iddia edilmektedir.

1940’ta, kendi girişimimizle tank yaptık. Bunun sadece Ford motoru dışarıdan geldi. Tasarımı tamamen bizim. Zırh levhası, topu, paleti, aktarma organları hepsi bizim üretimimiz. Bu tank 1946’da Cumhuriyet Bayramı töreninde geçti. Amerikan yardımı başlayınca hazırcılık ve kolaycılığa kaçma başladı.
Türkiye’nin İlk Metalurji Mühendisi Selahattin Şanbaşoğlu
Dönemin Şartları
Türkiye’de o dönem ağır ve orta sınıf tank üretebilecek endüstri mevcut değildi. Dönemin askeri yapısı gereği ağır ve orta sınıf tank yerine piyadeye destek amaçlı hafif tanklar tercih ediliyordu. Üretimi ve maaliyetinin ucuz olması, ordunun tankları piyadeye destek amaçlı kullanması ve zırh çeliğinin Kırıkkale’den temin edilebilmesi sebebiyle MKE Kırıkkale 1943 hafif tank olarak üretilmiştir. Savaş şartları gereği yurtdışından kritik parçaları ithal etmek çok güçü. Bu zorluğa karşın Ford’un İstanbul Beşiktaş’ta fabrikasının bulunması bu tankın üretimini de kolaylaştıracaktı. Tasarımı Kamil Necati ve arkadaşları tarafından yapılan MKE Kırıkkale 1943, bu sebeple Ford’dan temin edilen kamyonet motorundan güç almaktaydı. Motorun oluşturduğu torkun hafif zırhlı tankı 55 km/h hıza ulaştırabilecek güçte olduğu belirtilmektedir. Üretilen tank Rus T-37A tankına çok benzemektedir.
Soğuk Savaş
1947 yılına dek Türk Zırhlı Birlikleri belirli bir tank tipine sahip olamadı. O tarihe kadar Türk zırhlı birlikleri bütçeye uygun gelen ve dost devletler tarafından satın alınan veya hibe edilen hafif tankları kullanmıştır. ABD yardımı ile birlikte birlikler ilk defa standart cins bir tanktan kurulu hale gelebilmiştir. 1947 yılında ABD’den ilk etapta 114 adet M24 Chaffee hafif tank ile 222 adet M36 Jackson tank avcısı ve 12 adet tank kurtarıcısı alındı. 30 Haziran 1950 yılında Kore Savaşı’na katılan Türkiye, savaş esnasında edindiği tecrübe ile tank kuvvetlerini artırma gereği hissetti. Türkiye’nin 1952 yılında NATO’ya üye olmasıyla beraber tank ihtiyaçları daha hızlı ve kolay bir şekilde çözülür duruma geldi. 1953-1954 yılları arasında M36 tanklarının yerine M47 Patton tankları almaya başlayan Türkiye, 3 bölüklü Tank Alaylarını Taburu seviyesine çıkardı. Bununla beraber M62 ve M74 tank kurtarıcıları da M47 tankları ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine katıldı. Başlangıçta, tanklar ABD’den sevk edildi, ancak daha sonra Türkiye ile Almanya arasında bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşmayla beraber Türkiye toplamda 1347 adet M47 Patton tankı aldı. 1968 yılında Türkiye 3 binden fazla M48 Patton tankını ABD’den ikinci el olarak satın aldı. Daha sonralarda benzin enjektörlü motora sahip olan M48A2C tankları da Zırhlı Birliklerde kullanılmıştır.

Kıbrıs (Mutlu) Barış Harekatı
Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs Barış Harekâtı ile beraber zırhlı birliklerini ilk defa gerçek bir operasyonda kullanma fırsatı elde etti. Harekâta 200’e yakın M47 ve M48 tankları katılım sağladı. Büyük çoğunluğunu Sovyet T-34/76 tanklarının oluşturduğu Rum tanklarını karşı üstünlük elde eden Türk tankları sadece %10 zayiat vererek büyük bir başarı elde etti. Verilen bu kayıplar, askerlerin genel mücadelesi üzerinde neredeyse hiçbir etkiye sahip olmadı. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda tank ve zırhlı birliklerin önemi daha iyi anlaşılmış, teknolojideki gelişmelere paralel olarak gelişmiş ülkelerde kullanılan tankların büyük ilerlemeler kaydetmesine rağmen mevcut tankların teknolojisinin geride kalması, harekâttan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin modernizasyon ve reorganizasyon ihtiyacını gündeme getirmiştir. Bu nedenle mevcut M48 ve M48A1 tankları 1980 yılından itibaren ABD teknolojisi ve yardım paketi ile M48A5T1 tanklarına, Alman teknolojisi ve yardım paketi ile M48T5 tanklarına dönüştürülmüştür. Modernizasyon projesi kapsamında çağın ihtiyaçları ele alınarak tanklara, stabilizasyon ve termal atış kontrol sistemleri sağlanmıştır. Bu modernizasyon çerçevesinde M48A5T2 tankları Zırhlı Birliklere kazandırılmıştır. M48 tankının modernizasyonları tamamlanınca Türkiye, tüm M47 tanklarının parçalayarak envanterden çıkarmıştır.




M48 – Beşparmak Dağları – KKTC
Modern Tanklar
1982-1983 yılları arasında Almanya, askeri yardım kapsamında Türkiye’ye 77 adet Leopard 1 A3T1 tankı hibe etti. Bu hibe ile birlikte Türkiye, tarihinde ilk defa dönemin en etkili tanklarından birine sahip oldu. Alınan tanklar üzerinde yapılan çalışmalar ve M48 modernizasyonunda elde edilen tecrübeler ile zaman zaman yerli tank üretim ihtiyacı tekrardan gündeme gelse de somut hiçbir adım atılamadı.
M48 Dönemi
Soğuk savaşın son yıllarına doğru envanter ömürlerini dolduran M48’ler tekrar gündeme geldi. 1980 yılında Almanlar ile yapılan ikili anlaşmalar sonucunda Arifiye Tank Palet Farikasında 183 adet M48 serisi tank modernize edildi. Modernizasyon kapsamında tanklara dizel motor, PZB 200 pasif gece görüş cihazı ve 105 mm’lik top takılarak tanklar M48T5 olarak adlandırıldı. Daha sonra ABD ile 2 aşamalı modernizasyon projesi yapıldı. İlk aşamada 1360 adet M48A5 tankı, 1979-1987 yılları arasında M60A1 seviyesine yükseltilerek M48A5T1 adını aldı. İkinci aşamada ise 760 adet M48A5 tankı, 1987-1991 tarihleri arasında M60A3 seviyesine yükseltilerek M48A5T2 adını aldı. Metal yorgunluğu sebebiyle gövde ömrünü yakın bir gelecekte dolduracağı öngörülen M48 tankları için Türkiye yeni bir arayışa başladı. ABD, Körfez Savaşı’na destek vermesi sebebiyle Türkiye’ye 1991 yılında 104 adet M60A1 ve 872 adet M60A3 tanklarını hibe etti. 1978 yılında üretilen bu tanklar gelişen teknoloji karşısında beklenilenden daha kısa bir süre içerisinde yenik düşmüş ve ömürlerinin yarısını tamamlamışlardı.

Leopard’lar Dönemi
Ana Muharebe Tankı ihtiyacını eski tanklarla gidermekten rahatsız olan Türkiye, M60 tanklarının alınmasının hemen ardından yeni arayışlara başladı. Bu arayışlar kapsamında o yıllarda Almanya’dan askeri yardımlar çerçevesinde 150 adet Leopard 1A3T1, 5 adet standart A3 ve 165 adet Leopard 1A1A1 tankı teslim alındı. 2000’li yılların başında Leopard 1T tanklar için modernizasyon programı başlatıldı. Program kapsamında ASELSAN bünyesinde yerli olarak geliştirilen Volkan Atış Kontrol Sistemi 171 tanka entegre edildi. Tüm tanklara uygulanamayan modernizasyon programı fon yetersizliği nedeniyle bir süre sonra durduruldu. 1000 adet tank satın alımı yapmak isteyen Türkiye, 320 adet Leopard 1 tankı ile yetinmeyerek bir ekip oluşturdu ve üç farklı tankı incelemeye aldı. Fransız, İsrail ve Alman tanklarının değerlendirilmesi sonucunda Alman Leopard 2A4 tankı öne çıktı ve coğrafyamız için en uygun tank olduğu belirlendi. Bu belirleme sonucunda Türkiye, 2006 yılında Almanya’dan 354 adet 2A4 tankını ikinci el olarak satın aldı.
Türkiye’nin en kapsamlı modernizasyonu: M60
İstediği sayıda tank elde edemeyen Türkiye, M60 tanklarının dönemin koşullarına uyum sağlaması maksadıyla modernizasyonu arayışına girdi. O dönemlerde tank sanayi konusunda bir altyapısı olmayan Türkiye uluslararası ihale açmak durumunda kaldı. Yunan Silahlı Kuvvetleri’nin dönemin en modern tanklarından olan Leopard 2A6 tankını tedarik etmesini takiben Türk Silahlı Kuvvetleri’nin acil zırhlı ihtiyacını karşılamak için modernizasyon elzem oldu. İhale sonucunda Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM, günümüzde SSB) ile İsrailli Israel Military Industries (IMI) 29 Mart 2002 tarihinde anlaşma imzaladı. 30 Eylül 2002 tarihinde yürürlülüğe giren anlaşma ile 170 adet M60A1 tankı Sabra Modernizasyonu adı altında modernize edilerek M60T adını aldı. Modernizasyon sırasında tankın neredeyse iskeleti haricinde her şeyi değiştirildi ve daha modern sistemler entegre edildi. Tankın hali hazırdaki 105 mm yivli topu 120 mm yivsiz top ile değiştirildi. Bu topun büyük çoğunluğu IMI lisansı ile MKE tarafından milli olarak üretildi. Tankın atış kontrol sistemi İsrailli Elbit Systems lisansı ile Türkiye’de ASELSAN tarafından üretilerek entegre edildi. 750 beygirlik motor Alman MTU üretimi 1000 beygirlik motor ile değiştirildi. Tankın beka kabiliyetinde artış sağlanması için otomatik yangın söndürücü, KBRN koruması ve patlayıcılı reaktif zırh (ERA) entegre edildi. İsrail’de modernizasyonu biten ilk tank 15 Kasım 2005’te Kayseri’ye ulaştı. Aynı ay tanklar Kayseri 2’nci Ana Bakım Merkez Komutanlığı’nda modernizasyon seri üretimine girdi. 170 tankın tamamının modernize edilip teslim edilmesi ile proje 15 Şubat 2010’da tamamlandı. Modernizasyon projesi Türkiye’ye 687,5 milyon dolara mâl oldu. Modernizasyon projesi ile beraber ASELSAN ve MKE büyük kabiliyetler kazandı.
İlk Temas ve Kullanım
Modernize edilen M60T ilk karşılığını 19 Nisan 2016’da DEAŞ terör örgütünün saldırısında verdi. TSK’nın Irak’ta bulunan Başika Üs Bölgesine yapılan tanksavar saldırısında vurulan M60T tankı, hareket ve atış kabiliyetini kaybetmeyerek mürettebatı başarılı bir şekilde korudu. ERA zırhı sayesinde bekasını korumuş olan M60T, saldırıda bulunan terör örgütü mensuplarını püskürterek 32 teröristi etkisiz hale getirdi.

24 Ağustos 2016 yılında başlayan Fırat Kalkanı Harekâtı’nda en ön safta görev alan M60T tankları ilk defa gerçek bir operasyonda boy gösterdi. Eksikliklerini ve becerilerini gösteren M60T’ler operasyon esnasında birçok saldırıya maruz kaldı. Tanksavar saldırılarının sonucunda arka ve yan kısımlardan hasar alan bazı tanklarımızda mürettebat zarar gördü.
Fırat Modernizasyonu
Fırat Kalkanı Harekâtı ile tanklarda asimetrik harp uygulayan teröristlerin saldırıları için saldırı öncesi erken ihbar uyarı sisteminin eksikliği fark edildi. Bu eksikliğin giderilmesi için SSB, 26 Eylül 2016 tarihinde operasyon hâlihazırda devam ederken M60T Fırat modernizasyonunu başlattı. ASELSAN’a verilen proje Ekim 2016 itibariyle başladı ve 20 gün gibi rekor bir süre içerisinde hazır edildi. ASELSAN tesislerinde yapılan 1. Faz Kalifikasyon Testlerinin başarı ile gerçekleşmesiyle sistemler ve mühendisler 2. Faz Kalifikasyon Testleri için Suriye’de ki çatışma ortamına gönderildi. Askerlerle birlikte çalışan ASELSAN mühendisleri burada eğitim faaliyetleri yürüterek geri bildirim topladı. Operasyonlar devam ettiği için henüz daha sözleşme imzalamayan ASELSAN, Suriye’de ki ÜS Bölgesi’nde modernizasyon seri üretimine başladı. IDEF’17 fuarında 11 Mayıs 2017’de imzalanan sözleşme ile beraber proje resmiyet kazandı. Sözleşme kapsamında M60T tanklarına Tank Lazer Uyarı Sistemi (TLUS), PULAT Aktif Koruma Sistemi, Yakın Mesafe Gözetleme Sistemi (YAMGÖZ), SARP UKSS ve birçok sistem entegre edildi. Proje kapsamında 169 tank M60TM seviyesine çıkarıldı.

M60A3 Modernizasyonu
Envanterde bulunan ve uzun zamandır modernizasyon görmemiş M60A3 tankları günümüz mevcut koşullarına uyum sağlayabilmekten çok uzak durumda. Envanter ömürlerini uzatmak isten Türkiye, tankın güç ağırlık oranını koruyarak modernizasyon projesi başlatmayı düşünüyor. Envanterden bir süre sonra çıkması düşünülen M60A3 tankları için çok fazla yatırım yapmak istemeyen Türkiye çalışmalarına devam ediyor. Bu çalışmalar kapsamında ROKETSAN, otomatik doldurucuya sahip Modüler Zırhlı Kule (MZK) ile modernize edilen M60A3 tankını 15 Haziran 2013 tarihinde TSK’ya teslim etti. Tank TSK tarafından test edilecek ve duruma göre modernizasyon seri üretime girecek. 7 Mart 2023’te ROKETSAN tarafından MZK sisteminin test atışlarının başarıyla gerçekleştiği açıklandı.

TİYK Modernizasyonu
Fırat Modernizasyonunun devamı niteliğinde olan Tanklara İlave Yetenek Kazandırılması (TİYK) Projesi ile Ana Muhabere Tanklarının beyni olarak tanımlanan Atış Kontrol Sistemi yerlileştirilerek modernizasyon süreci son safhaya taşındı. M60T tanklarının üzerinde yer alan bütün elektronik sistemler millî imkânlar ile üretilebilir hale getirilerek, güç grubu dışında dışa bağımlılık ortadan kaldırıldı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı doğrultusunda 4 Temmuz 2022 tarihinde imzaları atılan proje ile tanklarda yer alan yurtdışı menşeili Atış Kontrol Sistemi yerine Milli Atış Kontrol Sistemi ASELSAN VOLKAN-M sistemi entegre edildi. Proje kapsamında Kayseri 2’nci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğünde modernize edilen iki adet M60T, 10 Şubat 2024 tarihinde TSK’ya teslim edildi.
ASELSAN Leopard 2 NG

ASELSAN 2A4 tanklarının modernizasyon ihtiyacını önceden fark etmiş ve 2011 yılında Leopard 2 New Generation (NG) prototipini kendi öz bütçesi ve inisiyatifi ile ortaya koymuştur. O yıllarda ROKETSAN tarafından balistik zırh çözümleri sunulmadığı için Leopard 2 NG projesi yurt dışından tedarik edilen hazır koruma paketini kullanıyordu. ASELSAN, NG projesi kapsamında 2A4 tankının neredeyse tüm elektronik sistemlerini en modern sistemlerle değiştirmiştir. TSK tarafından hiçbir zaman talep edilmemiş olan projenin maliyet sebebiyle hayata geçmediği düşünülmektedir. O yıllarda Milli Tank Üretim Projesi kapsamında Altay tankının geliştirilmesi de projeyi etkileyen diğer faktörlerden biri olabilir.
Türkiye’nin Gözbebeği: Leopard 2A4
Türkiye’nin en modern tankı olan Leopard 2A4, her ne kadar envanterdeki en yeni tank olsa da gelişen teknoloji ve zaman içerisinde ihtiyaçlara yanıt vermemeye başladı. Özellikle Fırat Kalkanı Harekâtı ve Zeytin Dalı Harekâtı’nda TSK tarafından 2A4 tanklarına en yeni tank olması sebebiyle çok güvenildi. Bu güven sebebiyle modernize edilmeyen 2A4’lerde saldırı öncesi erken ihbar uyarı sisteminin eksikliği nedeniyle zayiat verilmesi, 2A4 tanklarının modernize edilmesi gerektiğini ortaya koydu. Tanklarda ERA zırhının olmayışı sebebiyle de tank kayıplarının olması sonucunda tankların ekstra zırhla güçlendirilmesi kararı alındı. Bu kapsamda ROKETSAN’a verilen görev ile Aralık 2020’de ilk 2 adet Leopard 2A4 T1 tankı TSK’ya teslim edildi. Proje kapsamında ilk etapta 40 tankın T1 seviyesine çıkarılması planlandı ve Ocak 2023’te teslimatlar tamamlandı. ROKETSAN 2023 yılı sonunda 80 adet, 2026 yılında ise 160 adet Leopard 2A4’ün modernizasyondan geçirmeyi planlamaktadır. Son yapılan teslimat haricinde henüz bir bilgi paylaşılmamıştır.
Altay Kuleli Leopard

2A4 tanklarının modernize edilmesi maksatlı bir çalışma başlatılması kararlaştırıldı. Bu karar kapsamında çalışma resmi imza töreni olmadan BMC’ye verildi. 2 Yıl geçmesine rağmen BMC tarafından projeye yönelik olumlu veya olumsuz bir açıklama yapılmadı. Mart 2019’da dönemin Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Kayseri’deki 2’nci Ana Bakım Fabrikası’nda inceleme ve denetlemelerde bulunduğu ziyaret sırasında üzerinde çalışma yapılan bir prototipin görüntüsü basına yansıdı. Görüntülerde BMC tarafından modernize edilen 2A4 tankına ERA zırhının entegre edildiği anlaşıldı. 2021 Ocak ayında Yeni Nesil Üç Fırtına Obüsünün TSK’ya teslim edildiği imza töreni sırasında Altay tankı ve hemen arkasında Leopard 2A4 tankı geçiş gerçekleştirdi. Geçiş yapan 2A4 tankına Altay tankının kulesinin entegre edildiği firma tarafından paylaşıldı. Altay kuleli Leopard 2A4 tankının modernizasyon sırasında firma inisiyatifinin sonucu yetenek sergileme amacı ile geliştirildi paylaşıldı. İlerleyen süreçte modernizasyon paketinin hayata geçirilip geçirilmeyeceği ise bilinmiyor.

TİYK Modernizasyonu
2022 yılında SSB tarafından Leopard 2A4 tanklarının modernizasyonunu kapsayan Tanklara İlave Yetenek Kazandırılması-LEO 2A4 projesi duyuruldu. Proje kapsamında ana yüklenici sözleşmesi 2022 yılı sonunda SSB ve BMC arasında imzalandı. BMC, modernizasyon sistemlerinin temin edilmesi için 11 Mayıs 2023 tarihinde ASELSAN ile sözleşme imzaladı. Proje ile birlikte ASELSAN tarafından geliştirilen ve ALTAY Projesi kapsamında da yer alan sistemlerin 2A4 tanklarına entegre edilmesi planlanıyor. Bu kapsamda Altay tankı seri üretime geçene kadar TSK’nın ihtiyacının giderilmesi düşünülüyor. ROKETSAN’ın modernize ettiği ve edeceği 2A4 T1 üstüne yapılacak modernizasyonla beraber tankların envanter ömrü uzatılacak. Modernizasyonda tanklara ASELSAN üretimi PULAT Aktif Koruma Sistemi de entegre edilecek.
Türkiye’nin Yürüyen Gücü: ALTAY

1992 yılında modern tank ihtiyacı doğan TSK için ilk defa 1994 yılında yerli tank üretme firi gündeme geldi. Ancak hali hazırda var olan ABD üretimi M60 tanklarını modernize etmek daha az maliyet ve zaman alacağı için fikir rafa kaldırıldı. 1996 yılı ile beraber tekrar gündeme gelen konu ile 1998 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel imzasıyla Bakanlar Kurulu 25 Mayıs 1998 tarihinde bir karar yayınladı. 20 Haziran 1998 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 98/11173 sayılı karar ile Bakanlar Kurulu’nun ‘’Türk Savunma Sanayii Politikası ve Stratejisi Esasları’’ belirlendi. Bu esaslar ile ülkede tank üretim altyapısının kurulması için proje başlatılması kararlaştırıldı. 2000 yılına gelindiğinde Genelkurmay Başkanlığı talebi ile yabancı menşeili bir tankın yurt içinde üretimine yönelik ihale başlatıldı. Bu ihaleye katılan şirketlerin tankları 2 yıl boyunca TSK tarafından test edildi. 2001 yılında ise ABD, Türkiye’nin tank ihtiyacını karşılamak üzere 200 adet M1 Abrams tankı teklif etti. Teklif Türkiye tarafından yerli üretimin olması için reddedildi. Teklifin reddedilmesi ile ABD sayıyı 400’e çıkardı lakin teklif yine de ilgi görmedi. 2004 yılına kadar konu hakkında hiçbir gelişme olmadı. 2004 yılında ise yeni atanan SSB başkanının talebi doğrultusunda 3 Türk şirketi BOF A.Ş.’yi kurarak Türkiye’de özgün bir Ana Muharebe Tankının üretilmesi için fizibilite raporu hazırladı.
Altay Doğuyor

Adını Kurtuluş Savaşı’nda 5. Süvari Kolordusu’nu komuta eden Fahrettin Altay’dan alan Tank projesi, Millî Tank Üretim Projesi (MİTÜP) kapsamında 30 Mart 2007’de yapılan SSİK toplantısında kararlaştırıldı. SSB tarafından prototip geliştirmesi için açılan ihaleyi 495 milyon dolarlık teklif ile OTOKAR kazandı. OTOKAR aldığı bu destekle beraber tankın alt sistemleri için arayışa girdi ve bunun sonucunda tank topu için MKE, zırh için ROKETSAN, atış kontrol sistemleri için ASELSAN, palet üretimi için Arifiye Tank Palet Fabrikası, tasarım ve teknoloji transferi için ise Güney Koreli Hyundai Rotem ile anlaşmaya vardı. Hyundai Rotem’in hali hazırda ürettiği K1A1 Ana Muharebe Tankının tasarım olarak temel alındığı Altay’ın güç grubu ve transmisyonu için Alman firması MTU ile anlaşmaya varıldı. Eylül 2010’da Altay tankının Kavramsal Tasarım Fazı SSB tarafından onaylanarak tamamlandı ve proje Detaylı Tasarım Fazı’na geçti. 15 Kasım 2012 tarihinde dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan tarafından üretilen 2 prototip tanıtıldı. Prototiplerle beraber atış ve kalifikasyon testleri başladı. Tankı üretirken dışa bağımlı kalmak istemeyen Türkiye, 12 Ağustos 2014 tarihinde tankın güç grubunun geliştirilmesi için ihale gerçekleştirdi. Tümosan’ın kazandığı ihale sonrası 17 Mart 2015 tarihinde 54 ay sürmesi planlanan proje için imzalar atıldı. Ambargolar ve yabancı ortakların geri çekilmesi nedeniyle 2017’de Tümosan’ın geliştirdiği proje iptal edildi.

Ambargolara Cevap

Şubat 2017’de toplam 5 prototip ile devam eden kalifikasyon ve kabul testleri tamamlandı. Aynı yıl üretilen bütün prototiplerin ve Teknik Bilgi Paketi SSB’ye teslim edilmesiyle seri üretim süreci başladı. 2018’de başlatılan seri üretim ihalesine FNSS, OTOKAR ve BMC katıldı. İhalede SSB tarafından, yerli güç grubu geliştirilmesi, seri üretim fabrikası açılması ve süreç içerisinde Altay tankının yenilenmesi gibi pozitif koşullu isterler mevcuttu. FNSS ve OTOKAR güç grubunu hazır almak istemiş ve BMC’ye oranla daha yüksek fiyat teklifi vermişlerdir. BMC ise yerli güç grubu geliştirilmesini ve diğer taleplerin karşılanmasını kabul ederek daha düşük fiyat teklifi sundu. Bu sebeple daha önce hiç paletli araç üretmemiş olan BMC bu ihaleyi kazanarak Altay tankının üretim hakkını almış bulundu. Altay’ın seri üretim dönemi için 3 farklı model üzerine çalışma yapıldı.

Nisan 2021’de BMC Power tarafından geliştirilen ve tanka hareket verecek olan 1500 beygirlik BATU motoru ilk kez çalıştırıldı. 1 Şubat 2023 tarihinde ise BATU yerli transmisyon sistemi ile beraber ilk kez çalıştırılarak bir eşiği daha atlamış oldu. Aradan geçen zamanda TSK’nın isterleri doğrultusunda tankta ciddi değişiklikler yapıldı. Bu nedenle 23 Mart 2023 tarihinde “Yeni nesil Altay” olarak adlandırılmaya başlandı. Son modernizasyonlarla beraber iki adet Altay tankı prototipi hazır hale geldi. Nitekim türlü ambargolara rağmen çalışmalar tamamlanan 2 adet Altay tankı 23 Nisan’da düzenlenen törenin ardından testlerin yapılabilmesi için Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edildi. Bu teslim ile beraber TSK 80 yıllık aranın ardından ilk defa envanterine sıfır tank sokmuş oldu.

ALTAY Tankı, Öztreyler Tank Taşıyıcı üstünde BMC Tuğra çekici tarafından taşınırken. 26 Kasım 2019 tarihinde 72 adet BMC Tuğra çekici, 70 ton taşıma kapasitesine sahip Öztreyler Tank Taşıyıcı Lowbed ile birlikte TSK’ya teslim edilmiştir.