Stealth (hayalet) özelliği hangi tür için daha çok önem arz etmektedir? Kara bombacısı mı yoksa hava savaşçısı mı görünmez olmaya daha çok ihtiyaç duyar? Bunun bir önemi olmadığı düşünülebilir fakat bir uçağı tam stealth tasarlamak ile yarı stealth tasarlamak arasında ciddi farklar olabiliyor. Bu farklar uçağın kabiliyetlerini olumsuz yönde etkiliyor. Örneğin F-35 gibi kara odaklı multirol uçağı, stealth yeteneği için mühimmat taşıma kapasitesinden feragat ediyor. Bu yazıda bu konuyu irdeleyeceğiz.
Askeri uçakları çok temel olarak üç parçaya bölecek olursak bunlar fighter, attack ve multirole şeklinde ortaya çıkmakta.
Her ne kadar stealth uçak kavramı F-117 gibi bir kara saldırısı odaklı uçakla hayatımıza girmiş olsa da, günümüzde hava avcıları daha çok ihtiyaç duyar zira havadan havaya saldırı füzeleri, hava-kara seyir füzelerine göre daha kısa menzillidir. Bu yüzden hedef imhası için daha yakına yaklaşmaları gerekiyor. R-33E, AIM-54 Phoenix, AIM-120D gibi orta-uzun menzil hava-hava füzeleri kağıt üzerinde 150-300 km menzillere çıkabilse de realitede bu çok çok zordur zira düşman uçağı (şayet B-52 gibi bir hantal ağır bombardıman uçağı değilse) füzenin geldiğini fark edip chaff/flare atışıyla ve keskin manevralarla veya dağlar arasına sızarak füzenizi saptırabilecektir. Bu yüzden hava savaşları/önlemeleri günümüzde dahi yoğun olarak 100 km mesafenin altında gerçekleşmektedir (hatta 70-80 km). Bu kadar yakın mesafede de stealth özelliği çok daha önem kazanıyor. Önce gören kazanır.
Hava-Kara odaklı uçaklar ise 300-1000 kilometre menzile sahip seyir füzelerini neredeyse nokta atışıyla kullanabilmektedir. Kara hedefinin füzenizi yanıltma ve kaçma ihtimali de bir hayli düşük bu yüzden hava avcısı kadar hedefin yakınına girmeyecek, dolayısıyla görünmezliğe ihtiyaç duymayacaktır. Günümüzde en iyi hava savunma sistemlerinin dahi F-16’yı yaklaşık 200-250 kilometreden anca tespit edebildiği söyleniyor ve bu mesafeden kol uçuşu yapan F-16’lar seyir füzelerini çoktan nokta atışlı şekilde yollamış olacaklardır.
Gelişmiş yüksek irtifa hava savunma sistemlerinin olmadığı bölgelerde ise kara odaklı göreve çıkan bir uçak, 50.000 feet gibi yüksek irtifalarda görevini stealth olmaya fazla ihtiyaç duymadan yerine getirebilecektir.
Bu sebeplerden dolayı avcı uçaklarının görünmezliği bombardıman uçaklarına göre çok daha mühimdir. Elbette yapılmışken hepsinin stealth olarak tasarlanması mantıklı ancak bu durumu da bilmek gerekir.
Peki Uzun Menzil Seyir Füzeleri Varken ABD Neden Stealth Bombardıman Uçağı Yapıyor?
Aslında bu sorunun birçok cevabı var. Sebeplerden bir tanesi yukarıda da bahsettiğimiz gibi “yapmışken hepsini yapmak” yani bir nevi standart askeri teknoloji haline getirmek maksadıyla. Bunu günümüzde stealth savaş gemilerinde ve helikopterlerde dahi görebiliyoruz. Ağır bombardıman uçağı bir bölgeyi bombardımana tutacaksa bildiğiniz üzere asla yalnız göreve gönderilmez ve operasyon yapılacak bölgede mutlaka hava üstünlüğü önceden sağlanmış olmalıdır. Buna rağmen düşük görünürlüklü bombardıman uçağı yapma isteği düşman arazisindeki gözden kaçan olası hava savunma sistemlerinden kaynaklanmakta. Yani görevi olabildiğince rahat ve az riskli şekilde gerçekleştirmek adına. Ayrıca hava hakimiyetinin sağlandığı bir bölgeye seyir füzeleri kullanarak bombardımana tutmak, klasik Mark-82, Mark-83 ve Mark-84 bombalarına göre kat kat daha maliyetlidir. Zaten seyir füzelerinin tasarlanış amacı tekil stratejik noktaları vurmak amaçlıdır. Ağır bombardıman ihtiyacını giderememektedir.
Tüm bu iki sebebin dışında F-117 ve F-35 gibi hava-kara odaklı uçaklar sinyal istihbaratı, elektronik harp, detaylı keşif, ve “deep strike” denilen “derin taarruz” görevlerini de icra etmeleri amacıyla geliştirilmişti. Doğal olarak istihbarat toplama ve elektronik harp de yüzlerce kilometre öteden verimli yapılamıyor.
Bütün bu saydığımız sebeplerden dolayı ABD hava-kara odaklı uçaklarını da stealth olarak tasarlıyor ve buna devam ediyor. ABD son birkaç yıldır “stealth tanker uçak” alanına yoğunlaşmış durumda. Bununla ilgili bazı Amerikan firmaları çeşitli tasarımlar ve testler yapıyor. Biliyorsunuz ki F-22 ve F-35 uçaklarına “drop tank” adını verdiğimiz kanat ve gövde altı ek yakıt tankları eklenince görünmezlik yetenekleri olumsuz etkileniyor. Buna çözüm olarak da görünmez bir tanker uçak ABD’nin tam ihtiyacı. Elbette boyutu itibariyle F-35 ve F-22 kadar görünmez olmayacaktır ancak yine de savaş alanında büyük avantaj sağlayacak. Önümüzdeki yıllarda ABD tarafından stealth tanker uçağın ilk uçuş haberini alabiliriz.
Konusu açılmışken şuna da değinelim; Pek çok kişi görünmez uçakların bir işe yaramadığını, onları gören radarların yapıldığını iddia ediyor. Önce Almanya tarafından, sonrasında Çin tarafından bununla ilgili söylentiler çıktı. Şuna dikkat çekmek isteriz ki dünyada şu an doğusuyla batısıyla çoğu askeri uçak firmaları stealth uçak projeleri yürütüyor. Bu kadar çeşitli mühendis ve bilim adamının boşa çalışıyor olma ihtimali nedir? Ve askeri teknolojide bir taraf biraz olsun ilerleme kaydetmiş ise, artık sınır orasıdır. Düşük görünürlü askeri uçaklar da artık bir standart oldu. Bu sebeple düşük görünürlüklü uçaklara karşı duyulan antipatiyi terketmek gerek. F-22 ve F-35’ler hakkında çıkan bu “tespit edildi!” tarzı haberlere itibar etmeyiniz. Evet bir gün (2040) F-22 ve F-35’i 150-200 kilometreden görebileceğiz ancak o zamana kadar zaten iş işten geçmiş olacaktır. Yeni görünmezlik teknolojileri bulunacak, sonra onu da görebilen radarlar çıkacak. Teknoloji bu şekilde ilerlemektedir.
Savaş uçaklarındaki stealth teknolojisi tüm dünyada yaygınlaştıkça it dalaşına girme sıklığı daha da artabilir. Sizin uçağınız radarda zor gözüktüğü gibi, doğal olarak rakip uçaklar da bu teknolojiye uyum sağlayacak ve zor gözükecektir. Birbirini zoraki 10-30 kilometre öteden tespit edebilen iki uçağın birbirini orta veya kısa menzil füzelerle vurması için en fazla 1 dakikaları olacaktır. Bu süre içerisinde birbirlerini füzeler ile vuramaz iseler muharebe eski usul top ve manevra savaşına kadar gidebilir. Uzun menzil AESA radarlar ve uzun menzil füzeler sayesinde it dalaşı bitti mi bitmedi mi? Bu çok tartışılan konuyu daha sonraki yazılarımızda irdeleyeceğiz.