Rusya’nın silah pazarı gelecekte ciddi şekilde daralabilir. Günümüzde SSCB sebebiyle birçok ülkenin envanterinde Mig/Su serisi uçaklar, hava savunma sistemleri ve T serisi tanklar yer alıyor. Fakat 21. yüzyıl itibariyle birçok ülke -özellikle Doğu Avrupa ülkeleri- Rusya’yı tehdit olarak algılamaya başladı. Bu ve başka birçok sebeple Rus silah sistemlerini terk etmeye başladılar. Örneğin Bulgaristan envanterinde SSCB yapımı Su-25 ve Mig-29 uçakları ile bolca T-72 ve BMP zırhlıları yer alıyor. Gelin görün ki Bulgaristan 2004 yılında NATO üyesi olup, ordusunu Avrupalı ve Amerikalı üreticiler ile doldurmaya başladı. Geçtiğimiz aylarda da ABD’den F-16 alımında bulundu. Bulgaristan 2023 yılında Mig-29’ları tamamen envanter dışına çıkarmayı planlıyor. Bu da Rusya’dan yedek parça, mühimmat ve bakım hususlarında alımlarının bitmesi demek.
Bir başka Doğu Avrupa ülkesi Ukrayna’nın da Rusya ile olan kanlı bıçaklı ilişkisi malumunuz… Ukrayna da geçtiğimiz aylarda savaş uçağı ihalesi açtı ve Avrupa veya ABD imalatı bir savaş uçağı almayı planlıyor. Rusya’nın silah pazarından çıkan bir diğer ülke de Gürcistan. Rusya Gürcistan’ı düpedüz işgal etti. Gürcistan envanterinde Su-25 uçakları ile bolca Mi serisi helikopter bulunuyordu. Peki Gürcistan bir daha Rusya’dan silah alır mı? Elbette almadı. 2008 Rus-Gürcü savaşından sonra Gürcistan envanterindeki AK-74 tüfeklerinin yerine geçmesi için ABD’den binlerce M4A1/M4A2 tüfeği aldı.
Diğer NATO üyesi Doğu Avrupa ülkelerine bakalım: Letonya, Litvanya, Estonya, Slovenya, Slovakya, Romanya, Arnavutluk, Karadağ… Tek tek ülkeleri değerlendirdiğimizde yüksek miktarda savaş uçağı gibi majör sistem alabilmeye ekonomik durumları yok. Fakat topluca değerlendirdiğimizde yüzlerce uçaklık, binlerce tank ve zırhlı araçlık, yüz binlerce tüfek ve muhtelif teçhizatlık pazar olduğu görülüyor. Tüm bu pazarlara ABD ve Avrupa silah üreticileri girdi ve girmeye hızla devam etmektedirler.
Türkiye ve Çin Etkisi
Şimdi Avrupa’yı bir kenara bırakıp Çin tarafına gelelim. Bilindiği üzere Çin Ejderhası uyandı. Çok ciddi silahlanmaya başladı ve bu silahlanma hazır alım değil, kendi üretimi. Çin soğuk savaş döneminde SSCB için, soğuk savaş sonrası kısa bir dönem de Rusya için çok güzel bir pazardı. Fakat işler beklenildiği gibi gitmedi. Çoğunluğu düpedüz kopyalama olsa da özgün tasarımlar da çıkarmaya başladı. Örneğin Z-10 savaş helikopteri, Type 055 destroyeri ve Type 99 tankı… Çin artık dünya silah pazarında da ciddi bir oyuncu oldu ve açılan ihalelere katılıyor. Pakistan’ın helikopter ihalesinde Z-10 helikopter, T-129 Atak’ın en dişli hasımıydı. Aynı şekilde Çin yakın bir zamanda Pakistan’a VT-4 tanklarının satışını hatta teslimatını yaptı. Bu tank VT-4 yerine T-14 veya T-90 olabilirdi…
Her ne kadar J-20 ve J-31 gibi savaş uçakları kopyalama veya düşük performanslı olsa da kimin umurunda? Alan memnun satan memnun durumu oluşması yeterli. Keza Çin uçakları, helikopterleri ve gemileri dünyadaki çoğu ülke için yeterli standartlarda.
Tüm bu yukarıda saydıklarımızın üzerine hızla gelişen Türk Savunma Sanayisini eklediğimizde Rusya için durumların hiç de iyi olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Zira Asya’da Türk Silah Sanayisi için çok sağlam bir pazar bulunuyor. Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkeleri Rus silah pazarından koparmak Rusya’ya çok büyük darbe olacak. Ki bu darbenin belirtileri de gelmeye başladı. Örneğin Özbekistan Türkiye’den tam 1000 adetlik Ejder Yalçın aldı ve bir kısmı teslim edildi. Azerbaycan Bayraktar TB-2 SİHA’ları kullanıyor. Her ne kadar henüz yeterli olmasa da Orta Asya Türk Devletleri Türkiye’den silah alımlarını artıracaktır.
Ancak ülkemizin ihracat konusunda henüz çok yetersiz olduğunu unutmamak gerek. Hepimizin bildiği üzere motor sıkıntımız ve düşük/yavaş üretim kapasitemiz bulunuyor -bilhassa gemi inşası-. Bu problemlerin üstesinden gelebilirsek Altay tankı, MPT-76, HÜRJET, HİSAR-O/U ve MMU için çok büyük bir pazar bizi bekliyor. Özellikle HÜRJET, MMU ve HİSAR HSS projelerini zamanında yetiştirmemiz çok mühim. Dünya SSCB mirası Mig ve Su serisi uçaklara veda ediyor. Dünya işlevini yitirmiş eski nesil hava savunma sistemlerine veda ediyor. Yetişemez isek Çin, Güney Kore, Avrupa ve ABD bu pazarlara girecektir. Ki örneklerini de yaşadık. Geçtiğimiz aylarda Azerbaycan, İtalya’dan M-346 Master eğitim ve hafifi taarruz uçağı alımı için anlaşma imzaladı. M-346, TUSAŞ’ın geliştirmeye devam ettiği HÜRJET’in en önemli rakiplerinden. Buradan da bir ürünün pazarlaması için zamanlamanın ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
Rusya’nın en son kaybı ise Afrika kıtasında. Libya ordusunun envanterinde tamamen Mi serisi helikopterler, Mig-21 ve Mig-23 tipi savaş uçakları ile yine Sovyet imalatı T serisi tankların yer aldığı görülüyor. Şayet Libya’da da işler Rusya için iyi gitmezse bir silah pazarı daha elinden kayıp gitmiş olacak. Halihazırda ekonomik durumu Türkiye’den çok da iyi olmayan Rusya için silah satışlarının önemi büyük. Afrika Kıtasında Fransa ve Rusya en fazla silah satışı yapan ülkeler.