ATAK (2) Projesi

21 Dk. Okuma Süresi

      Fırat Kalkanı Harekatı’ndan farklı olarak Afrin Harekatı’nda T-129 ATAK helikopterlerimizin de gündüz ve gece operasyonlara katıldıklarını gururla izlemekteyiz. FKH sırasında olası MANPADS riski nedeniyle helikopterlerimiz çok sınırlı ya da hiç kullanılmamıştı ancak Afrin’de kullanılıyor olmasını, TSK’nın istihbarat faaliyetlerinin sonucu olarak MANPADS riski bulunmadığının tespiti olarak değerlendirmekteyim. Bu yazımda sizlere T-129’un hikayesini anlatmaya çalışacağım.

ATAK-1’den çıkarılan dersler sonucu SSM ve Kara Kuvvetlerimiz, ordumuzun yıllardır süren modern taarruz helikopteri ihtiyacını karşılamak için ikinci ATAK projesini başlattı.
Olumlu bir gelişme olarak gözüken bu proje, aynı zamanda kara kuvvetlerimiz tarafından da bilindiğinin ve milli imkanlarla en iyi çözümün arandığının bir göstergesidir.
ATAK (2) projesi için SSM ile TUSAŞ/ASELSAN ve İtalyan Agusta Westland firmaları arasında Nisan 2007 tarihinden beri yapılan görüşmeler olumlu bir sonuca ulaştı. Nitekim 7 Eylül 2007 tarihinde yapılan anlaşma doğrultusunda Türk Kara Kuvvetleri’nin Kara Havacıları için 50 adet (+ 41 opsiyon) T-129 tipi taarruz taktik keşif helikopterin Türkiye’de üretimini içeren bir anlaşma imzalandı.
Anlaşmaya göre kesinleşen 51 helikopterden 50’si T.K.K.’ne teslim edilecek, Milli Savunma Bakanlığı’na ait (M.S.B.) bir helikopterse TUSAŞ’a devredilerek test helikopteri olarak kullanılacaktır.
2.9 milyar dolar maliyetli projede Ana Yüklenici olarak görev alan TUSAŞ’nin projedeki toplam payı 556 milyon dolar, Aselsan’ın 700 milyon dolar ve Agusta Westland firmasının payı yine dolar bazında 1.644 milyardır. Rakamlardan da anlaşılacağı gibi T-129 Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri Projesi azami seviyede yerli katılım payı içeren bir programdır.
Kaldı ki burada işin ekonomik boyutundan çok, teknolojik avantajlar ve ulusal güvenlik açısından son derece önem arzeden kaynak kodları, yerli Ar-Ge ve donanımlar önemsenmesi gereken hususlardır.
İlk bakışta Başbakanlığa bağlı sivil bir kurum olan SSM’nin A-129 üzerinde karar kılması eleştirilebilir. İlk uçuşu 15 Eylül 1983 tarihinde, yani neredeyse 26 yıl önce gerçekleşen A-129 Mangusta hücum helikopteri örneğini bugüne dek sadece İtalya seçmiş olup, Türkiye bu platformun ikinci kullanıcısı ve ilk yurt dışı müşterisi konumundadır, bu doğrudur.
A-129 Mangusta, konstrüksiyonu itibariyle, orijinal dizaynın 20 mm makinalı topu öngörmediği, aviyonik ve donanım entegrasyonu gereksinimi ve bu platformun hafif olduğu da eleştirilebilir.
A-129 Mangusta, platform, kosntrüksiyon ve donanım bakımından tüm hemcinslerinin en mükemmeli olmayabilir, öyledir de ama Türkiye için optimum bir çözümdür.

A-129 Mangusta bir Tiger kadar modern ve çevik ya da bir AH-64D Apache Longbow kadar güçlü ve donanımlı olmayabilir.

Fakat Agusta Westland firması ulusal çıkarlarımız lehine en çok taviz veren üretici olmuştur. Ayrıca T.K.K. için üretilecek olan T-129 ATAK helikopterleri doğal olarak 21. Yüzyılın en gelişmiş aviyonik ve silahları ile donatılacaktır.
T-129 performans açısından hemen her yönden, mevcut Süper Kobra helikopterlerimizden daha ileridedir.
Her şeyden önce T-129 ATAK % 60 oranında yerli bir helikopter olacaktır. Agusta Westland firması, tüm kaynak kodları, sistem entegrasyonu ve ortak üretim için hat safhada tavizde bulunmuş, dahası bu helikopterin Türkiye üzerinden üçüncü ülkelere satış lisansını da onaylamıştır.
T-129 ATAK projesinde sadece hat safhada yerli üretim payı sağlanmakla kalınmamış, ilerideki tüm Ar-Ge, yapısal değişiklikler, yazılımların modifikasyon ve modernizasyon yetkisi ve sorumluluğu Türkiye’dedir.
Kaldı ki bu dizayn özgün gereksinimlerimize göre adapte edilerek her an değiştirilebilir ve gerekirse bazı üçüncü ülkelerin silah ve sistemlerinin kullanımına izin verilmeyenlerin yerine başkaları kullanılarak, örneğin Pakistan gibi üçüncü ülkelere de istenilen şekilde pazarlayabilme imkanı mevcuttur.
Dolayısıyla bu kadar kapsamlı projelerin kısa ve orta vade de pahalı olmaları normal karşılanmalıdır ve bunların bir bedeli vardır. Kaldı ki birinci ATAK projesindeki AH-1Z örneğinde de görüldüğü gibi, bazen makul maliyeti karşılamaya hazır olduğunuzda dahi, üretici işi yokuşa sürebilmekte, her isteğe sıcak bakmamakta, hatta fiyatı suni olarak artırarak teknoloji transferi ve yerli üretim katkısını bir şekilde engellemeye ya da asgari seviyeye indirmeye çalışmaktadır.
Nitekim yukarıda da dile getirildiği gibi 2000’li yılların ilk yarısında da öyle olmuştur ve yerli bir AH-1Z’nin Bell nezdinde ki birim maliyeti resmen 45 milyon dolara çıkarken (hatta teçhizata göre 58 milyon dolar telaffuzu da yapılmıştır), aynı helikopterin birim maliyeti, eğer Türkiye bu helikopteri direk Bell tesislerinden tedarik ederse FMS kanalıyla 33 milyon dolara kadar düşmüştür.
Dolayısıyla bu hususta Agusta Westland firmasının teklifi T-129 ATAK en uygun çözümdür, zira alternatifi yoktur.
T-129 ATAK helikopterlerinin uçuş performansına yönelik çalışmalar İtalyan Agusta Westland firması tarafından yapılacak, aviyonik, yazılım ve silah sistemlerinin entegrasyonu da ana yüklenici ASELSAN tarafından gerçekleştirilecektir.
TUSAŞ, Agusta Westland firması tarafından uçuş performansı açısından kalifiye edilen helikopterlere, yine ASELSAN tarafından üretilecek aviyonik ve silah sistemi

ekipmanlarını da ekleyerek Türk tipi T-129 olarak kalifiye edecektir.

Seri üretimi gerçekleştirilen helikopterler kabul testlerinden sonra T.S.K.’ne teslim edilecektir.
T-129 helikopterlerinin Agusta Westland lisansı ile yerli üretimini öngören ikinci ATAK projesi ile helikopterlerinin ortak üretimi ve montajı, TUSAŞ Ana Yükleniciliğinde

gerçekleşecektir.

ASELSAN burada, TUSAŞ’in Alt Yüklenicisi konumundadır ve helikoptere tüm aviyonik ve silahların entegrasyonunu gerçekleştirecektir.

Son olarak, hem T-129 helikopterine ilişkin tüm haklar alınmış, hem de helikopterlerin satış ve pazarlamasının birlikte yürütülmesi düzenlenmiştir.

TAI

• Üretim

• Montaj

• Uçuş Testleri

• Eğitim
• Entegre Lojistik Destek

ASELSAN

• Görev Bilgisayarı Üretim ve Yazılım

• Aviyonik sistemleri üretim ve entegrasyonu

• Silah Sistemleri tedarik ve entegrasyonu


AGUSTA WESTLAND (LEONARDO)

• Teknoloji Transferi

• CTS800-4A motor değişikliği

• Otomatik Uçuş kontrol Sistemi

• Helikopter Sistemleri izleme birimi
Rolls-Royce ve Honeywell firmaları tarafından geliştirilen LHTEC CTS800-4 motoru güç türbin üretimi için TEI ile bir mutabakat anlaşması sağlanmıştır. Motorun montaj ve parça üretimleri TEI tesislerinde gerçekleştirilecektir.
Roketsan firmasının halen geliştirmekte olduğu UMTAS, CİRİT gibi güdümlü füze sistemleri T-129 helikopterinin ana silah sistemleri olacaklardır. T-129 projesinin başlaması için gerekli en son aşama olan T-129 helikopterinde kullanılacak motor gibi alt sistemlerin Türkiye’ye satışına yönelik izinler ve alt yüklenici sözleşmelerinin firmalar arasında imzalanmasını müteakip, Haziran 2008 tarihinde proje resmen yürürlüğe girmiştir.
T-129 projesinin ana hedefi KKK’nın ihtiyacı olan keşif ve taarruz helikopterlerinin Türkiye’de üretilerek kara havacılarımıza teslim edilmesidir. Bu hedefe ulaşmak içinde helikopterin sadece gövdesi değil, kritik sistemlerin başında gelen, görev bilgisayarı ve yazılımları tamamıyla milli imkanlar kullanılarak Aselsan tarafından geliştirilecektir. Bu sayede hiç bir ülke veya kuruluşa bağımlı kalmadan helikopterin içindeki aviyoniklerin, elektronik harp sistemlerinin, anti-tank füzesi gibi silah sistemlerinin entegrasyonu bağımsız bir şekilde Türkiye’de yapılabilecektir.
Bilindiği üzere her ülke kendi ihtiyaçları için geliştirdiği görev bilgisayarı ve yazılımının başka bir ülkeye açılmasını istemez.
Bu tür sistemler, genelde helikopterin veya uçağın içinde hazır olarak gelir ve kullanıcının bilgisayara müdahale etmesine izin verilmez. Görev bilgisayarını koşturan yazılım (kaynak kodu) ise bilgisayarın içine gömülü gelir, kullanıcı bu yazılımı da değiştiremez, veya anlaşmaya bağlı olarak sadece küçük bir kısmı kullanıcının değiştirmesine açık olarak verilir. Dolayısıyla bir hava aracının görev bilgisayarı ve yazılımına hakim olmak, kullanıcıya aracın bakım-idamesi ve kendine özgü operasyonel değişiklikleri yapabilmesi imkanını sağlar. Özellikle bilgisayar ve yazılım teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak ortalama 5-6 yılda bir görev bilgisayarı veya yazılımlarında güncellemeler gerekir. Örneğin Boeing firması, Yunanistan envanterindeki Apache A-64A helikopterlerini, 2010 yılına kadar Block II’e çevirmeye zorlamakta, aksi takdirde gelecekte destek vermeyeceğini açıkça belirtmektedir. Oysaki Boeing firması 2010 tarihinde BlockIII versiyonunun üretimine başlayacaktır. Yunanistan’ın henüz teslim aldığı geçtiğimiz günlerde ancak resmi kabulleri yapılabilen 12 adet AH-64D Block-II helikopterlerinin çok kısa bir zaman sonra aynı sorunla karşılaşması kaçınılmaz olacaktır. Bu yazılım ve donanım ağırlıklı güncellemeleri yabancı bir firma ucuza yapmayacağı gibi devletler arası izne tabi olarak yapılabilir. Türkiye, helikopterin bu kritik bölümüne hakim olarak hem kendi operasyonel ihtiyaçlarını bağımsız olarak karşılayabilecek bir helikoptere sahip olacak, hem de uzun vadede helikopterin lojistik-bakım idamesinde maddi tasarruf sağlayacaktır. İlk alım maliyeti bir sistemin diğerine tercihi için önemli bir faktör olduğu gibi, silah sisteminin ömür boyu kullanım maliyeti de kullanıcı için önemli bir değişkendir. Bugün 1 TL’ye alınan bir sistemin aslında ömür boyu kullanım maliyeti 3 TL’dir. Dolayısıyla karar vericiler için ilk alım maliyeti yanında ömür boyu kullanım maliyeti de önemli bir parametredir. T-129 projesinin diğer bir amacı da işte bu ömür boyu maliyetin önemli bir kısmının ülkemizde kalmasını sağlayacaktır. T-129 helikopterinin lojistik destek sistemi TAI tarafından tesis edilecektir. Görev bilgisayarı, aviyonik, silah sistemi entegrasyonu Aselsan tarafından yapılacağı için uzun dönemli modernizasyon, güncelleme ihtiyaçları da bu firma tarafından gerçekleştirilecektir. Gelecek 30 yılda T-129 helikopterleri modernizasyonu ve güncelleşmesi için harcanacak bu paralar Türkiye’de kalacak, ülke ekonomisine geri dönecektir.
Bir silah sisteminin yurt dışından tedariği aslında mali açıdan ülke milli gelirinin bir kısmının yabancı bir ülkeye transferine eşdeğerdir. Bu silah sistemi ülke koruması için kullanılır, dolayısıyla ülke ekonomisine doğrudan bir katkısı yoktur. Sistemin idamesi için kullanılan tüm parça, sistem ve yazılım desteği gibi ihtiyaçları da dışardan hazır geliyorsa, milli gelirden yurt dışına para transferi bu sisteminin kullanım ömrü (ortalama 25-30 yıl) boyunca devam eder. İşte bu yüzden ekonomisi gelişmiş ülkelerin silah sanayileri de gelişmiştir. Kendi ülkesinde üretimini yaptığı silah sistemine harcadığı geliştirme ve idame parası ülke ekonomisine geri döndüğü gibi, bu silah sisteminin ihraç edilirse ekonomiye de para girdisi olur.
Yerli üretilecek bazı sistemler proje başlangıcında hazır olmayacağı için helikopterlerin FAZ-1 ve FAZ-2 olarak iki konfigürasyonda (50 Helikopterlik B Versiyonu) üretilmesi planlanmaktadır. Bu kapsamda seri üretimdeki ilk 29 helikopter FAZ-1 olarak üretilecek, sonraki 21 helikopter ise FAZ-2 olarak üretilecektir.
T-129 B FAZ-1 modeli ilk helikopter 18.11.2015 tarihinde teslim edilmiş olup Aralık 2016 itibariyle 9 T-129 B FAZ-1 ile 9 T-129 A Erken Duhul Helikopteri olmak üzere 18 helikopter teslim edilmiştir. 2017 yılında teslim edilmesi planlanan 17 T-129 B FAZ-1 helikopteri ile envanterin 35’e çıkması hedeflenmekteydi ancak 27 helikopter teslim edildi.
FAZ-1 ile FAZ-2 helikopterler arasında EH Sistemleri ile Telsiz Sistemleri gibi temel farklar olacaktır.
FAZ-2 helikopterlerde ilaveten RWR (Radar İkaz Alıcısı), RFJ (Radyo Sinyal Karıştırıcısı), LWR (Lazer İkaz Alıcısı) ile 9681 V/VHF (Yüksek/Çok Yüksek Bant Telsizi) Telsiz olacak ve FAZ-1 helikopterler de daha sonra FAZ-2 seviyesine çıkartılacaktır.
T-129 helikopteri üzerinde 4 adet silah istasyonu bulunmaktadır. Bu istasyonlardan en dış istasyonun 200kg, iç istasyonun ise 300kg yük limitleri vardır. Aynı şekilde diğer taraftaki istasyonunda yük limitleri 200-300kg şeklindedir. İstasyonların yük limit sıralaması 200kg-300kg-300kg-200kg şeklinde yapılabilir. Eğer en dış istasyon 300kg mühimmat yüklenirse, bu sefer iç istasyonun yük limiti 100kg seviyesine düşmektedir. Bu şekilde 300kg-100kg-100kg-300kg sıralaması mümkündür.Bu şekilde kanat altı istasyonlarına toplam 1000kg yük takılabilmektedir.
Bunun haricinde helikopterin burun kısmında 20mm çaplı, hareketli bir makinalı top bulunmaktadır. Top sistemi yatay yönde -/+ 90 derece sağ/sol ve dikey eksende +20/-45 alçalış ve yükseliş açılarına sahiptir. İtalyan Oto Melara firmasının lisans altında üretimini yaptığı TM-197B kodlaması verilen bu top sistemi, AH-1W/P helikopterlerinde de kullanılan ABD konuşlu General Dynamics firmasının M197 makinalı topundan ibarettir. TM197 top sisteminin mermi beslemesi, helikopter gövdesine uzunlamasına, eksendeş yönde monte edilmiş, U şeklindeki mermi besleme sisteminden sağlanacaktır.
Sistemin kapasitesi 300 mermidir. T-129 projesinde bu sistemde değişiklik yapılarak mermi kapasitesinin 500 mermiye çıkarılmıştır. 20mm mermilerin her biri 253gram ağırlığındadır.
T-129, hava unsurlarından kendisini savunmak için FIM-92 Stinger Havadan-Havaya-Stinger (ATAS) kullanacaktır.
T-129 yer unsurlarına karşıysa geniş bir yelpazeden silah taşıyacaktır. Tanksavar görevleri için helikoptere 8 km maksimum menzilli Roketsan üretimi CİRİT ve UMTAS ( AGM-114 Hellfire veya Spike-ER takılabilecektir). T-129 Helikopteri ayrıca standard 2.75 inch ve 80 mm güdümsüz roketleri kullanabilecektir.

T-129 helikopterinin diğer bir özelliği Aselsan firmasının AselFLIR-300T elektro optik gece/gündüz görüş ve atış sistemini kullanacak olmasıdır. Bu sistem emsalleri arasında çok yüksek çözünürlükte görüntü üretebilen FLIR ve CCD kameraya sahiptir. Gece/gündüz çok uzun menzillerden (10km+) hedef tespit ve teşhisi yapılabilmektedir. Ayrıca sistem üzerinde lazer işaretleyici ve lazer spot tracker bulunmaktadır. Lazer işaretleyici sayesinde lazer güdümlü UMTAS veya CİRİT gibi tanksavar/anti personel mühimmatları güdümlenebilmektedir. Ayrıca istenirse başka uçak ve helikopter tarafından atışı yapılan lazer güdümlü mühimmatların güdümlemesi de yapılabilmektedir. Lazer spot tracker ise yerdeki timlerin lazer işaretlemesi yaptıkları hedefleri hızlı şekilde bularak, sensörlerinin görüş açısı içerisine alır. Bu şekilde helikopter, personelin hedefe hızlı şekilde angajmana girmesine yardımcı olur. AselFLIR-300 sistemi 4 eksende stabilize bir sistem olduğundan helikopterin uçuşu sırasında bile sarsıntısız görüntü sağlar, pilotların hedef seçmelerine yardımcı olur.
T-129 helikopterinin Elektronik Harp Sistemi (EHS) ise daha önce Aselsan ile SSM arasında imzalanan HEWS (Helicopter Electronic Warfare System) kontratı kapsamında sağlanacaktır. İngilizce HEWS kısaltmasının Türkçe açılımı, Helikopter Elektronik Savaş Sistemidir.
HEWS entegreli bir T-129 helikopteri üzerinde RWR (radar ikaz sistemi), MWS (füze ikaz sistemi, Aselsan lisans üretimi MILDS sistemi kullanılacaktır), LWR (lazer ikaz sistemi), ALQ-144 IR jammer (IR güdümlü füzelerin IR başlığını karıştırıcı sistemi) ve Mikes üretimi Özışık Chaff/Flare atıcısı şeklinde olacaktır. Görüldüğü gibi T-129 helikopteri EHS açısından günümüz taarruz helikopterlerinde olması gereken tüm kendini koruma sistemlerine sahip olacaktır. Bu sistemlerin dizayn, test ve seri üretimleri Aselsan-Mikes şirketleri sorumluluğundadır. Helikopter ayrıca dost ve düşmanı ayırt etmek için AN/APX-113 IFF sistemini kullanılmaktadır.
T-129 helikopterinin kokpitinde her kokpit içinde 2 adet 6×8 inch ebadında Aselsan üretimi MFD-268E çok maksatlı renkli ekranlar (ÇME) bulunacaktır. Bu ekranlar Rockwell Collins lisansı ile Aselsan tarafından Türkiye’de üretilmektedir. Bunlar, halen hem ABD ordusunun Blackhawk, hem de CH-47F helikopterlerinde kullanılan, gömülü grafik kartları ve PowerPC bilgisayarları ile ilave özellikler kazandırılabilecek modern ekranlardır. Helikopterin görev bilgisayarına seyrüsefer bilgilerini 2 adet Aselsan üretimi LN100G INS/GPS cihazı sağlamaktadır.

Aselsan tarafında geliştirme aşamasında bulunan AVCI tipi kaska monteli nişangah (KMN) sistemi, T-129 pilotlarının standart kasklarının yerini alacaktır. AVCI kaskı, helikopterin E/Ö ve diğer sensörlerinde aldığı görüntü ve uçuş bilgilerini pilotların gözleri önüne kaska monte edilmiş bir optik nişangah sayesinde yansıtacaktır.
Bütün hedef ve uçuş bilgileri, gece veya gündüz pilotların gözlerinin önüne yansıtılacağı için, kokpit içindeki göstergelere bakarak mürettebatın zaman kaybetmesi önlenecektir.
Helikopterin önündeki 20mm ve AselFLIR300 sistemi de, kaskın hareketine bağlı olarak pilotun baktığı yöne doğru dönebilme kabiliyetine sahip olacaktır. Bu sayede helikopter, uçuş yönünden bağımsız olarak pilotun gözü ile gördüğü hedefe 20mm makinalı top atışı mümkün olmaktadır.
İtalyan A129 helikopterlerinde kullanılan orijinal motorlar Rolls-Royce firmasının GEM-2 motorudur. Bu motor, yaklaşık 150 kg ağırlığında, normal ISA şartlarındaki kalkışlarda maksimum 830shp güç üretebilen bir güç kaynağıdır. Normal uçuş şartlarında 750shp güç üretebilmektedir.
T-129 helikopterinde kullanılacak LHTECH firmasının (RollsRoyce ve Honeywell firmaları ortaklığı tarafından iptal edilen RAH- 66 Comanche Helikopteri için geliştirilmiştir) CTS800-4A motorları ise yaklaşık 170kg ağırlığında, ISA şartlarında kalkış esnasında 1373 shp güç üretebilen bir motordur ve GEM-2 motorlarına göre yaklaşık %50 daha fazla güç üretmesine rağmen yakıt sarfiyatı daha düşüktür. Özellikle TSK’nın yüksek irtifa ve sıcak hava koşullarındaki operasyonel ihtiyaçları düşünülerek bu motor seçilmiştir.
CTS800, turboshaft motorları arasında en yüksek güç-ağırlık oranına sahip motordur. Tasarım felsefesinde, uzun ömür (20 yıl ve/veya 6000 saat), bakım kolaylığı (sadece 6 adet alet ile sahrada bakım), modüler yapı sayesinde kolay parça değişimi, FADEC sistemi ile sorunsuz throttle (gaz kolu) kullanımı gibi özellikleri bulunmaktadır. Halen CTS800-4 motorları Süper Lynx (Lynx HMA Mk.8) ve Future Lynx helikopterleri için seri üretimdedir. T-129 projesi kapsamında da 96 milyon $ABD 100+ yedek motor üretim sözleşmesi LHTECH firması ile imzalanmıştır.
A-129’la benzer gövdeye sahip olacak olan T-129, S70 ve AH-64 gibi darbeye dayanıklılıklarıyla ünlü helikopterlerin sahip olduğu MIL-STD-1290 Düşme Dayanıklılığı Standartı’nda üretilecektir. Gövde ve iniş takımları 11.2m/s hızıyla yere çarpmada pilotları koruyacak şekilde üretilmiştir (bu helikopterin serbest olarak 7 metreden düşmesine karşılık gelir ki normal şartlarda motor dursa bile dönen pervane, helikopterin yüksek irtifadan yere inmesi için yeterli lifti verecektir).
Koltuklar Martin Baker zırhlı koltuklarıdır. İniş takımları 4.57m/s hızda inişe dayanacak ve gövdeye zarar vermeyecek şekilde üretilecektir. İç yakıt tankları kendini onarmaya vakıf olarak delinme ve çatlamaya dayanıklı, yakıt akıtmayan standartlarda olacaktır. Motorlar iki ayrı bölümde olacak ve aralarında zırhlı bölüm bulunacaktır. Helikopterin transmisyonu 12.7 mm mermiye dayanıklı ve 30 dk. Süreyle yağsız çalışabilecek kapasitede olacaktır. Benzer şekilde rotor ve paller 12.7mm karşı balistik korumaya sahip olacaklardır. Ayrıca paller 15cm kalınlığındaki ağaç dallarına çarpmalara dayanıklı şekilde üretileceklerdir. Helikopterin egzozlarında ısıyı takip eden füzelere karşı IR bastırıcı bulunacaktır.
Helikopterin dayanıklılığı konusunda fikir sahibi olmak için, temel alınan A-129 helikopterinin istatistiklerine de bakabiliriz. İtalyan ordusu elindeki 60 A-129 helikopterinden bugüne kadar sadece 1 tanesi kaza geçirmiştir. Bu kazanın da nedeni mekanik değil, elektrik tellerine takılmadır. Bu kazada iki pilot da yaralı olarak kurtulmuştur.
Sonuç olarak T-129 helikopterinin envanterdeki AH-1W ve P tipi helikopterlerden daha iyi performans göstermesi, hem yeni teknoloji aviyonikler/silah sistemleri kullanılması açısından, hem de sahip olacağı yüksek güç/ağırlık oranı ve 5 palli rotor sistemi nedeniyle beklenmektedir.

Zaten sadece boş ağırlık, faydalı yük, MTOW değerleri karşılaştırılırsa, AH-1W helikopteri, 4600kg boş ağırlık ve 6600kg azami kalkış ağırlığına sahiptir. Söz konusu taarruz helikopteri yaklaşık 2 tonluk faydalı yük (silah ve yakıt) taşıyabilecektir.

T-129 helikopteri ise 2900kg boş ağırlık ve 5000kg maksimum kalkış ağırlığına sahip olacaktır, dolayısıyla 2100 kilogramlık faydalı yük (silah ve yakıt) taşıyabilecektir. İki helikopter arasında silah taşıma kapasitesi olarak fazla fark olmadığı görülmektedir. Ayrıca tanksavar görev yükü ile T-129 helikopteri AH-1W’den daha yüksek irtifalarda görev yapabilecek kabiliyette olacaktır. Hız olaraksa, iki helikopterde aşağı yukarı 140-150 knot arası operasyonel uçuş hızına sahiptir. Yüksek güç ağırlık oranına sahip T-129 helikopteri, 5 pallı olmasının da avantajıyla, AH-1W’ye göre yüksek tırmanma hızına sahiptir.
TSK’nin Keşif ve Taarruz Helikopteri ihale şartnamesine göre, helikopterin en az 8 tanksavar füzesi ve 20mm ve yukarısı kalibreye sahip bir otomatik top sistemi ile donatılması şart koşulmuştur. İlave olarak bu silah yükleri ile helikopterin 5000 feet irtifa ve 30 derece (C) sıcaklık şartlarında tanksavar görev profilinde uçuş yapabilmesi istenmiştir.
Anti-Tank Görev

2×4 UMTAS (Füze+Lancer=360kg)

2×7 CİRİT (Füze+Lancer=240kg)

500 adet 20mm (300×0.254=127kg)

750kg Yakıt

Görev Ağırlığı=4351kg
Silahlı Eskort Görevi
2×2 Stinger (100kg)

2×2 UMTAS (200kg) (veya 2×7 CİRİT)

500 20mm (76kg)

750kg Yakıt

Görev Ağırlığı=4051kg

Anti-Terör Görevi

2×7 CİRİT

2×7 2.75 Roket

500 20mm

750kg Yakıt

Görev Ağırlığı=4151kg
Özellikle T-129 helikopterinin piyasadaki diğer helikopterlerden fiziki olarak küçük olması, bahsedilen görevleri yapamaz veya TSK’nin ihtiyaçlarını karşılayamaz gibi düşüncelerde zaman zaman dile getirilmektedir.
T-129 helikopterinin olası görev profillerindeki görev ağırlıkları MTOW (5.000kg) değerinin çok altında yapılabilecektir. Buna göre azami kalkış ağırlığı 5000kg olacak T-129 helikopterinin en ağır görev profile anti-tank görevinde ve görev ağırlığı 4300kg olacaktır. MTOW değerine göre helikopter 700kg daha düşük ağırlıkta görev yapabilecektir. Bunun anlamı helikopter dizayn kriterlerini zorlamadan 8 UMTAS füzesi, 14 CİRİT ve 500 adet 20mm mermi yükü ile kalkış yaptığı noktadan yaklaşık 500km uzaklıktaki operasyon bölgesine uçarak görevini icra edip geri dönebileceğidir.
Sonuç olarak T-129 projesi Türkiye’nin savunma sanayinde ulaştığı teknoloji seviyesini dünyaya göstermesi açısından iyi bir fırsattır.

Bu Yazıyı Paylaş
Takip et:
TDA Haber Merkezi
Yorum yap

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version