Türk Pilotları Hangi Simülasyon Testlerinden Geçiyor?

7 Dk. Okuma Süresi

Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın “Muharip Hava Kuvvetleri Komutanlığı” bünyesinde bulunan Uçucu Sağlığı Araştırma ve Eğitim Merkezi (USAEM), uçuculara ve uçucu adaylarına etkin, nitelikli bir uçuş fizyolojisi eğitimi, havacılık tıbbı ile ilgili kurslar vermekte, uçucu performansının arttırılması ve uçuş emniyetini en üst seviyeye çıkartmak için akademik araştırmalar yapmaktadır.

USAEM bünyesinde İnsan Santrifüjü Laboratuvarı (G-Lab), Uçucu Vertigosu Eğitim Laboratuvarı (Gyro-Lab), Atlama Sandalyesi, Gece Görüş Laboratuvarı ve Alçak Basınç Odasının bir arada olduğu dünyadaki sayılı merkezlerden birisidir. USAEM, modern cihazları ve mükemmele ulaşma azminde olan tecrübeli personeli ile Eskişehir’de faaliyet göstermektedir.

Kurum tarafından yapılan eğitimler iki ana başlıkta toplanmaktadır: Fizyolojik Testler ve Fizyolojik Simülasyon Eğitimleri.

Fizyolojik Testler şunlardan oluşmaktadır:

1. Vücut analizi ve boy ölçümü
2. El kavrama kuvveti ölçümü
3. Bacak kuvveti ölçümü
4. Esneklik ölçümü
5. Dikey sıçrama ölçümü
6. Denge ölçümü
7. Anaerobik güç ölçümü
8. İzokinetik kuvvet ölçümü
9. Aerobik kapasite ölçümü

Yazımızın ana konusunu oluşturan Fizyolojik Simülasyon Eğitimleri ise şu şekildedir:

1-  İNSAN SANTRİFÜJÜ (G-LAB)

Yüksek performanslı uçaklarda uçan pilotlar, bu uçakların havada yaptığı bazı manevralarda vücutları üzerinde bir takım kuvvetlere maruz kalmaktadırlar. Yüksek performanslı uçaklar, çok kısa sürede yüksek hızlara ulaşabilen, bu hızlarda üç boyutlu uzay ortamında her yönde ani ve seri manevralar yapma kabiliyetine sahip olan uçaklardır. Pilotların bu manevralar esnasında vücutları üzerine binen kuvvetlere “G Kuvveti” denilmektedir. G Kuvveti denilmesinin sebebi yer çekimi kuvveti ölçü alınarak hesaplanmasındandır. 1 G kuvveti yeryüzünde herhangi bir nesneye dururken yerin uyguladığı çekim kuvvetidir. Pozitif G kuvveti, vücut üzerinde baştan ayağa doğru uygulanan ve beyindeki kan basıncını azaltarak bilinç kaybına yol açabilen bir kuvvettir. İnsan vücudu normal şartlarda bilincini yitirmeden ortalama 5 G kuvvetine kadar dayanabilmektedir. Yüksek performanslı uçaklar yüksek hızlarda yaptıkları ani ve seri manevralarla 9 G kuvvetine kadar bir baskı yaratabilmektedir. Bu miktardaki G kuvvetine pilotların bilincini yitirmeden dayanabilmeleri için özellikle AGSM (Anti G Straining Maneuver) denile G kuvvetine karşı koyma manevrasını doğru bir şekilde yapabilmeleri çok önemlidir.

USAEM’de bulunan G-LAB cihazı emniyetli yer şartlarında kokpit ortamında 15 G kuvvetini yaratabilme kabiliyetine sahip, 9 G kuvveti ile sınırlandırılmış bir eğitim cihazıdır. Bu cihazda yapılan eğitimle Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yüksek performanslı uçaklarda uçan pilotların G kuvvetlerine karşı dayanıklılıkları ölçülebilmekte ve yüksek G kuvvetleri altında pilotların etkili ve doğru AGSM manevrasını öğrenmeleri sağlanmaktadır.

2- SD EĞİTİMİ CİHAZI (GYRO-LAB)

Pilotlar görüşün iyi olduğu gündüz hava şartlarında uçtuğu gibi, bulut içinde veya gece görüşün düşük olduğu veya hiç olmadığı şartlarda da uçuş yaparlar. Pilotlar kokpit içinden dışarıya baktıklarında açık hava şartlarında ufuk hattını veya yeryüzünü görebildikleri sürece üç boyutlu uzay ortamında pozisyonlarını ve uçağın hareketlerini sağlıklı ve doğru bir şekilde algılayarak uzaysal oryantasyonlarını kolaylıkla sağlayabilirler. Kapalı havalarda bulut içinde veya gece şartlarında ise dışarıya baktıklarında hiçbir şey göremedikleri için uçuşu kokpit içinde bulunan bazı aletlere bakarak sürdürmeye çalışırlar. Bu durumda çevresel görüşleri olmadığından uzaysal oryantasyonunun sağlanmasında gözden sonra en baskın denge organı olan iç kulak sisteminin verdiği tepkiye kalırlar. Ne yazık ki iç kulak sistemindeki sıvıların hareketleri pilotlara uçağın bulunduğu pozisyondan farklı hisler hissettirirler. Bu hisler pilotlar üzerinde öyle ikna edici ve baskındır ki kolaylıkla uçağın pozisyonunu yanlış değerlendirip istenmeyen ve emniyetsiz kumanda vererek uçak kazalarına sebep olabilirler. Bu yanlış değerlendirme uluslararası havacılık literatüründe SD (Spatial Disorientation), Türkçe tabiriyle uzaysal oryantasyon kaybı olarak ifade edilmektedir.

USAEM’de bulunan SD eğitim cihazında pilotların maruz kalabilecekleri his yanılgıları kokpit ortamında gösterilmekte ve yapılması gerekenler hakkında farkındalık yaratılmaya çalışılmaktadır.

3- ALÇAK BASINÇ ODASI (ABO) CİHAZI EĞİTİMLERİ

Alçak Basınç Odası (ABO) cihazı bir vakum pompası tarafından oda içerisindeki havanın emilmesiyle hava basıncını düşürmektedir. Böylece yüksek irtifalardaki gibi düşük hava basıncı bulunan sanal bir uçuş ortamı elde edilmektedir. Cihaz 100.000 feet irtifaya çıkabilecek kapasiteye sahiptir. Alçak Basınç Odası cihazında 3 türlü eğitim verilmektedir. Bunlar;

Hipoksi Eğitimi: Hipoksi anlam olarak oksijen yetmezliğine bağlı olarak vücut fonksiyonlarının bozulması durumudur. Bu eğitimde uçucuların gerçek uçuş ortamında karşılaşabilecekleri oksijen yetmezliği, gaz genişlemeleri ve çeşitli fizyolojik problemler gösterilmektedir. Ayrıca bu problemlerden nasıl kurtulabilecekleri de yine bu eğitim aracılığı ile öğretilmektedir. İnsan fizyolojisi ve oksijen yetmezliği (hipoksi) süresi göz önünde bulundurularak 25.000 feette eğitim verilmektedir.

Kabin Patlaması Eğitimi: Günümüz uçaklarında bulunan kabin basınçlama sisteminin bozulması ile ani basınç değişiklikleri oluşmaktadır. Bu sebeple uçucular çeşitli fizyolojik problemlerle karşılaşabilmektedir. Bu eğitim ile uçucuların ani basınç kaybı ile yaşayabilecekleri problemler gösterilmekte ve ne gibi önlemler almaları gerektiği öğretilmektedir.

Gece Görüş Eğitimi: Hipoksinin gece uçuşunda neden olabileceği görüş problemleri 18 bin feette gösterilmekte ve alınması gereken önlemler öğretilmektedir.

4- GECE GÖRÜŞ LABORATUVARI VE GGG EĞİTİMLERİ

Gece görüş laboratuvarında, gece uçuşunda karşılaşılan görüş problemleri ve görsel yanılgılar gün ışığından izole edilmiş bir ortamda gösterilmektedir. Ayrıca, gece görüş gözlüğü ile eğitim yaptırılarak kullanım usulleri öğretilmekte ve problem sahaları gerçekçi bir ortamda yaşatılmaktadır.

5- ATLAMA SANDALYESİ EĞİTİMİ

Atlama Sandalyesi Eğitim Cihazı, koltuk fırlatma sistemi bulunan yüksek performanslı uçaklarda uçan pilotlar için önemli fizyolojik eğitim cihazlarından birisidir. Acil durumlarda kontrol edilemeyen bir uçaktan atlamaya karar vermek pilotun hayatı için en önemli faktördür. Bunun yanında atlamadan kaynaklanabilecek yaralanmaların en aza indirilebilmesi için atlama esnasında doğru vücut atlama pozisyonunu da öğrenmeleri gerekir.

USAEM’de bulunan atlama sandalyesi eğitimi F-16 uçağının kokpit dizaynı kullanılarak oluşturulmuştur. Pilot, kokpit içinden bazı emercensi ikazlarına karşı düzeltici işlem yapmaya çalışmakta, ancak emercensi durum olumsuz yönde ilerlediğinden uçağın pozisyonunu, irtifasını ve hızını değerlendirerek atlamaya karar verdiğinde ise doğru vücut atlama pozisyonunu alarak atlama kolunu çekmektedir. Sistemde vücut pozisyonunun doğruluğunu hisseden sensörler bulunmaktadır.

Bu Yazıyı Paylaş
Takip et:
Turkish Defence Agency Genel Yayın Yönetmeni. Havacılık tutkunu.
Yorum yap

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version