Hava Kuvvetlerinin “ÖZGÜR”lük Projesi | Milli F-16 Modernizasyonu

10 Dk. Okuma Süresi

Hava Kuvvetlerimiz kuşkusuz istikbalimizin en önemli teminatlarından bir tanesi ve bu teminatın günümüzde dayandığı temel güç de F-16 savaşan şahinlerimiz. Ancak daha önce bu uçaklarımız üzerinde hiçbir değişiklik yapamıyor ve aldığımız seviyede veya ABD’ye modernize ettirebildiğimiz kadar kullanabiliyorduk. Yine yerli silahların entegrasyonu da çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyordu. Türkiye bu konuda F-16 filosunu ve dolayısıyla Hava Kuvvetlerimizi tamamıyla özgürleştirmeye karar verdi. Bizde sizlerle bugün bu Özgürlük Projesinin detaylarını araştıracağız.

F-16’larımızı Neden Modernize Ediyoruz?

Özgür, adı üstünde F-16’larımızı özgürleştirme projesi. F-16’ların bağımlılıktan kurtulma, çeşitli sistemlerin artık yerli sistemlerle adapte edilmesi, uygulanması ve ona uygun şekilde kullanılması anlamına geliyor.” Savunma Sanayi Başkanımız Özgür Projesinin önemini az önceki ifadelerle anlattı.

Türk Hava Kuvvetleri envanterinde halihazırda; 37 adet Blok-30, 101 adet Blok 40, 71 adet Blok 50 ve 29 adet Blok 50+ olmak üzere toplamda 4 tipte 238 adet F-16 savaş uçağı bulunuyor.

Öncel-III ve CCIP modernizasyon projeleri kapsamında 172 adet yani eldeki tüm Blok 40 ve Blok 50 konfigürasyonunda ki F-16 savaş uçakları, teknolojik anlamda F-16 Blok 50+’lar ile aynı seviyeye getirilmiştir. Bu vesileyle Blok-30 haricindeki 201 savaş uçağının, 2000’li yılların teknolojisine ulaşması sağlandı ve sıra Blok-30’lara geldi. Envanterimize 1988 yılında girmeye başlayan ilk uçaklar olan F-16 Blok-30’larda hem gövde hem de aviyonik olarak kapsamlı bir modernizasyona ihtiyaç duymaktaydı. Çözüm için Türk Hava Kuvvetlerinin elinde iki seçenek vardı; uçaklar ya modernize edilecek ya da yerlerine yeni F-16 alımları yapılacaktı. Türk Hava Kuvvetleri, F-16 Blok-30’ları modernize etme kararı aldı ve bu kapsamda 3 farklı modernizasyon projesine başladı.

Bu projelerden ilki olan ve TUSAŞ tarafından yürütülen F-16 ÖZGÜR Modernizasyon Projesi ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan Blok-30 savaş uçaklarının; milli aviyonikler, milli yazılıma sahip özgün bir görev bilgisayarı ve milli silahları kullanım kapasitesiyle donatılması amaçlanmaktadır. Proje sözleşmesi 2012 yılında, SSB ile TUSAŞ arasında 46 milyon dolar (Birim uçak yaklaşık 1,25 milyon dolar) bedelle imzalandı. 9 yıldır yapılacak modernizasyonun planlama, hazırlık ve test aşamaları devam ediyor. ÖZGÜR Projesi esasen tek bir F-16 Blok-30 savaş uçağı üzerinde prototip olarak gerçekleştirildi ve proje başarı ile tamamlandı. Seri modernizasyon programına dönüşmesi için ise gün sayıyoruz.

2. proje olan ve 2016 yılında başlanan F-16 Blok-30 Yapısal Modernizasyon Projesi ile savaşan şahinlerimizin uçuş ömürlerinin 4.000 saat arttırarak, 8.000 saatten 12.000 saate yükseltilmesi hedeflenmekte ve halihazırda bu süreçte devam etmektedir. Proje kapsamında her bir uçak için 1200-1500 arasında parça değişimi yapılarak gövdesi ve iskeleti güçlendiriliyor. Son olarak bu kapsamda 6. uçağın yapısal modernizasyonu tamamlanarak Hava Kuvvetlerine teslim edilmiştir. Projenin, 2023 yılında tamamlanması planlanıyor.

3. ve son proje ise 2018 yılında başlayan F-16 Burun Radarı Geliştirilme Projesidir. Türkiye bu projeyle hava araçlarında kullanacağı modern bir AESA radarının milli olarak tasarımı ve üretimini yapmaktadır. Proje kapsamında ilk radarın bu yıl içinde teslim edilmesi ve öncelikli olarak Özgür projesi kapsamında modernize edilen F-16 Blok-30 savaş uçaklarında kullanılması planlanıyor. Yetkililer tarafından yerli AESA radarının en az F-16 Viper’larda kullanılan APG-83 radarı kadar kabiliyetli olduğu belirtiliyor. AKINCI TİHA’da da bahse konu radarın bir varyantının kullanılması bekleniyor.

Özgür Modernizasyon Projesi

Tekrar Özgür Projesine dönecek olursak, konuyla alakalı son açıklama geçtiğimiz hafta geldi. SSB Uçak Daire Başkanı Abdurrahman Şeref CAN, proje kapsamında seri üretime hazırlanıldığını belirtti. Can konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Projeyi tamamladık, test faaliyetlerimiz devam ediyor. Yıl içerisinde İnşallah nihayetlendirip, seri üretime başlayacağız.” ifadelerini paylaştı.

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’de geçtiğimiz aylarda Özgür Projesinin önemini: “Özgür, ABD’den bağımsız yürütülen bir proje. Projemiz başarıya ulaştı ve uçaklara entegre edilmeye başladı. Özgür adı üstünde F-16’larımızı özgürleştirme projesi. F-16’ların bağımlılıktan kurtulma, çeşitli sistemlerin artık yerli sistemlerle adapte edilmesi, uygulanması ve ona uygun şekilde kullanılması anlamına geliyor. Uçağı bir anlamda kendi malınız, kendi sisteminiz yapmakla alakalı bir adım diye biliriz. F-16’ların şu anda konuşulan modernizasyonu zaten programlı bir modernizasyondu. Yapısal olsun, aviyonik olsun uçağın kendi ömür zinciri içinde belirli safhalarda yapılması gereken şeyler var. Özgür bir yetenek kazanımı ve bu yetenek kazanımının bize Milli Muharip Uçak (MMU)’ta çok şeyler kazandırabileceğine inanıyoruz.” sözleriyle anlatmıştı.

Projenin gerekliliğine değinmemiz gerekirse; günümüz harekat ortamında artık durumsal farkındalık her şey demek ve bilgilerin çok hızlı bir şekilde üretilip, karar verici ve kullanıcıya en anlaşılır şekilde sunulması hayati öneme sahip. Örneğin donanmaların 80’li yıllarda üretilen gemilerinde, göreve veya kişiye özel ekran bulunmaz ve sistemler gerçekten çok yavaş ilerlerdi. Çok basit bir şey için bile saatlerce uğraşmak sıradan bir olaydı. Ancak 90’lı yıllarda üretilen gemilerin dizaynlarında, savaş harekat merkezinde (SHM) görevli her bir personel için özel ekranlar tasarlanmaya başlandı. 2000’li yıllara geldiğimizde ise herkese artık çift ekran veriliyordu. Günümüzde her bir personele 3 veya 4 ekran tahsis edilmekte ve bunun yanından ayrıca SHM’nin her yeri durumsal farkındalığın en üst seviyeye çıkması için daha büyük ekranlarla da donatılmaktadır.

Hava Kuvvetlerinde de benzer şekilde pilotların, çevresinde meydana gelen tüm gelişmelerin en hızlı ve en anlaşılır şekilde kendilerine sunulmasına ihtiyacı vardır ve bu artık günümüzde, yaşam ile ölüm arasındaki fark anlamına gelmektedir. Kendi durumsal farkındalığını yaratmak için çırpınan, yanında notlarla dolu defterler ve tabletler taşıyan pilotlar ile günümüz savaş sahnesinde başarıya ulaşılamayacağı açıktır. Bu sahnenin geleceği ise hologramlara ve süper bilgisayarlara doğru evrilmektedir. Velhasıl-ı kelam, eldeki uçakları mümkün olduğu kadar güncel teknolojiye ulaştırmak, kritik bir amaçtır. TSK’da elindeki tüm unsurları mümkün mertebe buna ulaştırmak için var gücüyle çalışmaktadır.

Türk Hava Kuvvetlerinin gelecek hedefi ise; Özgür projesinin eldeki tüm uçaklara uygulanması ve F-16 filosunun tam olarak özgürleşmesidir. Türkiye tamamıyla milli imkanlar ile elindeki 238 adet F-16 savaş uçağının ömürlerini yapısal modernizasyonlar ile ortalama 20 sene uzatmak, Özgür Projesi ve AESA radarlarının entegrasyonuyla da teknolojik açıdan Blok-72 seviyesine çıkarmayı hedeflemektedir.

Özgür Modernizasyonu kapsamında Blok-30 savaş uçakları; milli görev bilgisayarı, orta kokpit göstergesi ve renkli çok işlevli gösterge sistem arayüz birimi, gelişmiş Dost Tanımlama (IFF) Sistemi ve bu sistemin milli cevaplayıcı cihazı, milli ses emniyet cihazı, kokpit üst ön kontrol paneli, yakıt hidrolik göstergesi, motor gösterge ekranı, acil durum göstergesi, çok modlu alıcı, ataletsel seyrüsefer sistemi ve arayüz körleme birimi ile teçhiz edilecektir.

Sistemlerde yaşanacak değişikliklerin detaylarına bakacak olursak; Ana görev bilgisayarı Aselsan tarafından milli olarak geliştiriliyor. Bu yeni nesil görev bilgisayarı, pilota görevi icrasında gelişmiş işlem ve grafik üretme kabiliyetleri ile destek oluyor. Bu sayede üstün komuta kontrol imkanlarının yanında, yerli imkanlarla ürettiğimiz silahları da artık hiçbir yere sormadan özgürce uçaklarımıza entegre edip kullanabileceğiz.

Kokpitteki bütün ekranlar da Aselsan üretimi renkli modern ekranlar ile değiştirilecek. Bu sayede pilotlar, kendilerine sunulan bilgilere ve bu bilgilerin detaylarına hızlı ve kolay bir şekilde vakıf olacak.

Uçakların Dost Tanımlama Sistemi olan IFF sisteminin de yerli üretim cihazlar ile yenilenmesi ve güncellenmesi planlanıyor. ASELSAN tasarımı ve üretimi olan yerli IFF Mod 5/S cevaplayıcı cihazlarının entegrasyon faaliyetlerine daha önce başlanmıştı. Burada dikkat edilmesi gereken husus; milli olan IFF sistemi değil sadece Mod 5/S cevaplayıcı cihazıdır (Not).

“Muhabere olmadan muharebe olmaz” sözü, iletişimin askeri alanda ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde anlatmaktadır. Bu iletişimin günümüzde, milli kriptolu olarak yapılması ise en makbulüdür. Bu kapsamda yine Aselsan böyle bir sistemi uçaklarımıza entegre edecek.

Uçaklara ayrıca dijital kamuflaj uygulanması da planlanıyor. İlk olarak Hürjet’le karşımıza çıkan dijital kamuflajlar, F-16 savaş uçağında da deneniyor. Testlerin sonuçları iyi çıkarsa oluşturulacak konsept diğer uçaklara da uygulanacak.

Sonuç olarak; eğer projeler istediğimiz gibi sonuçlanırsa elimizdeki tüm uçakların teknolojisi 2010’lu yılların ortalarına yükseltilmiş olacak ve Türk Hava Kuvvetleri MMU gelene kadar kısmen de olsa caydırıcılığını devam ettirecek. Yukarıda belirtildiği üzere projeler; 2012, 2016 ve 2018 yılında başlamıştır. Dolayısıyla F-16 Modernizasyon Projelerinin, F-35 Projesinin gerçekleşmemesiyle direkt bir bağlantısı bulunmamaktadır. Yaşanan bu gelişmelere baktığımızda ara uçak alınması konusunda artık hiç ümit kalmadığını da düşünebiliriz.

Not: IFF Sistemi, tüm NATO ülkelerinin kullandığı ortak bir sistemdir ve millileşmesi gibi bir durum söz konusu dahi olamaz. Sadece sistem içinde bulunan Mod 5/S cevaplayıcı cihazı, ASELSAN tarafından üretilmektedir.

Ayrıca IFF Sisteminin herhangi bir unsuru, düşman olarak tanımlama kabiliyeti yoktur. Özellikle yapılacak atışa izin verme veya vermeme gibi bir yeteneği de kesinlikle bulunmamaktadır. Yaklaşan temasın sadece dost veya bilinmeyen olduğunu gösterebilir. IFF yardımcı bir sistemdir ve bu sebepten dolayı da hiçbir görevli, sadece IFF bilgisine dayanarak yaklaşan teması düşman yapamaz.

Bir diğer hususta; IFF tarafından dost veya bilinmeyen olarak tespit edilen temasların kimliğini, personel istediği zaman değiştirilebilir. Yani “Eyvah IFF dost yaptı, bu saatten sonra asla düşman yapamayız” gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir.

Yazar: Küresel Savaşçı Türkiye/Murat YARALI

Bu Yazıyı Paylaş
Takip et:
TDA Haber Merkezi
Yorum yap

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version