Dünyaca Ünlü Uçak Motoru Üreticileri

12 Dk. Okuma Süresi

Çağın en son olanaklarının kullanıldığı, savaş kazandıran ve kaybettiren teknoloji; motor… Bu yazıda dünyaca ünlü savaş uçağı motoru üreticilerindenbahsedeceğiz. Göreceksiniz ki havacılığın tarihini yazmış ülkeler bile birkaç şirket sayesinde motor teknolojisini yakalamış ve oradan yürümüş. Özellikle İtalya, İsveç ve Fransa’da savaş uçağı için başarılı motor üretebilen sadece bir firma var. Bu ülkelerin hepsi o teknolojiyi yakaladıktan sonra geliştirip değiştirerek yeni uçaklarında da kullanmışlardır. Keza Rusya da bunlardan çok farklı değil. Neredeyse bütün Rus ordusunun uçak motorlarını bir iki firma üretiyor. Çünkü o istenilen performansa ulaşılmış ve gerek bakım problemlerini önleme gerekse karmaşayı önleme açısından aynı firmadan gelişime devam ediliyor. Ülkemizde de TEI bu konuda önemli çalışmalar yürütmektedir.

Ek olarak; eğer olur da gelecekte İngilizler ile aramız bozulursa MMU’nun aksamaması için yolumuza kiminle devam edebiliriz bunu şimdiden öğrenmiş oluruz. Şimdilik her şey yolunda görünse de siyaset ve politikada ne olacağı hiç belli olmaz. Hele hele uzun yıllar alacak bir proje için ortaklığın bozulması çokça olan bir problemdir. Örneğin Hindistan’ın PAKFA programından çekilmesi yüzünden Rusya’nın yaşadığı sıkıntılar, veya Türkiye’nin F-35 ortaklığının bozulması, veya Fransa’nın Eurofighter Typhoon programından çıkması gibi. 

Not: Bu yazı 2 bölümden oluşacaktır ve bu 1. bölümdür. Burada yer alan şirketlerin bunların dışında da pek çok projeleri vardır biz önemli olanlarına değindik.

Konuyu uzatmayalım. İşte dünyaca ünlü savaş uçağı motoru üretebilen firmalar:

1) Pratt & Whitney (1925, ABD)

1925 Yılında kurulan şirket SR-71, F-22, F-35, F-15 ve F-16 motorlarının sahibidir. 2017 verilerine göre tam 38.737 çalışana sahiptir.
Aşağıda ilk Pratt Whitney’in ilk motorunu ve uçuşunu görüyorsunuz. R-1340 Wasp adlı pistonlu uçak motoru 1925 yılında geliştirilmiştir ve 34.966 adet üretilmiştir. 
1970’li yıllara gelindiğinde F-15 Eagle için F100 isimli efsane seriye başladı şirket. F100’ler binden fazla üretilip F-15 ve bazı F-16 modellerinde kullanıldı. F100, 23 bin libre maksimum itiş gücüne sahipti.
F-100 ve F-15

1980’li ve 90’lı yıllara geldiğimizde ise Pratt Whitney dünyanın en iyi savaş uçaklarından biri olacak olan F-22 Raptor için çalışmalara başlamıştı bile. Ürettiği yeni F119 isimli canavar, kendinden önceki F100′ göre %40 daha az parçaya taşıyor ve %22 daha performanslıdır. 
F119 tam 35 bin libreye kadar itiş gücü sağlayabiliyordu hem de daha küçüktü yani iki adet kullanılabilecekti. F119’un ardından PW firması, F-35’i uçuran F135 motorunu geliştirmiştir. F135 de 43 bin libre gibi muazzam bir itiş gücüne sahiptir. 
F119 ve F-22

2) General Electric (1892, ABD)

Thomas Edison ve J.P. Morgan gibi dünyaca ünlü isimlerin kurduğu General Electric, sağlık, enerji ve makine gibi pek çok alanda faaliyet göstermektedir. Firma 283 BİN (283.000) personeli ile ABD’nin en büyük şirket/holdinglerindendir. Firmada çalışan iki personel nobel ödülünü almıştır. Birisi kimyacı, diğeri fizikçi. Bu iki alan da motor teknolojileri için muazzam önemlidir. Bu ne demek oluyor? Dünyanın en iyi teknolojisini geliştirmek için en iyi personele sahip olmalısınız. En iyi personel için iyi bir eğitim sistemine sahip olmanız gerekir. Her zaman dediğimiz gibi iş dönüp dolaşıp eğitimde bitmektedir.

F-16, F-18, F-14, F-5, F-4, F-117, B-1 uçaklarının motorlarının üreticisi olan GE, B-1 bombardıman uçağında kullanılan F101 motorunu 1970’li yıllarda geliştirdi. Bu, firmanın ilk artyakıcılı (afterburner) turbofan motor projesiydi. F101, 30 bin libreye kadar itiş gücü sağlayabilmektedir.
F101
4 Adet F101 motorlu B-1 Lancer

Yukarıda da gördüğünüz üzere B-1 uçağında bu motorlardan tam 4 adet bulunmaktadır. Toplam 104-105 adet B-1 Lancer üretildiğini düşündüğümüzde en az 420 adet F101 motorunun üretildiğini saptayabiliriz. 

1978 yılına geldiğimizde şirket F404/412 isimli kendini efsaneleştiren motorunu ilk kez çalıştırdı. Sadece 18-19 bin libreye kadar itiş gücü sağlayan motorlar olsa da hem maliyet açısından hem de güvenlik açısından iyi bir motordu. Pratt Whitney’in F-100 motorunun neredeyse yarı fiyatına imal edilebiliyordu. General Electric bu motoru F-18 için geliştirmiş olsa da motorun temeli Northrop Grumman’ın YF-17 jeti için yine GE’nin geliştirdiği YJ101’e aitti. Zaten F-18’in tasarımının köklerinde de YF-17 yatmaktadır. F404 motoru dünya çapında 4 binden fazla üretildi. Bugün KAI T-50, Boeing T-X -ki bu ikisi Hürjet’in rakipleri- ve F-117 ile F-18 bu motoru kullanarak uçmaktadır. Gördüğünüz üzere her şey motorun itiş gücü değildir. Onun güvenilirliği, maliyeti ve bakımı çok daha önemli olabiliyor.
F404

1980’li yıllara geldiğimizde General Electrik, Pratt Whitney’e alternatif (rakip) olmak maksadıyla F-101 ve F404 üretiminden elde ettiği tecrübe ve teknolojilerle F110 motorunu ortaya çıkardı. F-16 Block 30 modelinden itibaren F110 motorları kullanılmıştır. 30 bin libre civarında itme gücüne sahip olup F-14 ve bazı F-15 modellerinde de kullanılmıştır. F110 Türkiye için de çok önemli bir motordur.
Çünkü TUSAŞ Engine Industries (TEI) tarafından Eskişehir’de lisanslı olarak üretilmiştir.
F110 motoru ile Solo Türk

F110’un ardından General Electric 1989 yılında YF-23’ü uçurması için YF120 motorunu geliştirdi. Lakin bildiğiniz gibi yarışmayı YF-22 kazandığı için YF120 motoru da toplam 4-5 adet üretilmiş olarak iptal edildi. 2000’Lİ yıllarda da F-35’de kullanılmak üzere Rolls-Royce ile beraber F136 geliştirildi. Ancak F135’e yenik düştü. Proje devam ettirilmek istense de Pentagon ile aralarında ekonomik problem yaşandı bu yüzden proje iptal edildi.


3) Rolls-Royce (1904, Birleşik Krallık)
Yine çok farklı alanlarda faaliyet gösteren bir dünya devi holding. Rolls Royce 50.000 (2018) personeliyle İngiltere’de faaliyet göstermektedir. 

1959 yılında Rolls Royce, “PEGASUS” isimli efsanevi motorunu çalıştırdı. ABD bu motora F402 demektedir. 23 Bin libre güce sahip olan motor VTOL (vertical take-off and landing) özelliğine sahipti yani dikine iniş kalkış yapabiliyordu. Bu motor serisi 11 numaraya kadar geliştirilerek üretilmiştir(Pegasus 1, 2, 3,…). Tahmin edebileceğiniz gibi Harrier jetlerinde kullanılmıştır bu motor. 
Londra’da Bir Müzede Sergilenen PEGASUS


1970’lerin başında İngiliz Rolls Royce, Alman MTU ve İtalyan FiatAvio birlikte bir şirket kurmuşlardır: Turbo Union. Burada Rolls Royce’un ana yükleniciliğinde Panavia Tornado’yu uçuracak RB199 turbofan jet motorunu üretmişlerdi. Bu motor 17 bin libre gücüne ulaşabiliyordu. Tornado’lar 992 adet üretilmişti, her bir uçakta 2 adet motor olduğuna göre RB199’dan en az 1.984 adet üretildiğini saptayabiliriz. Bu motorlar bugün tam 4 ülkenin hava sahasını korumaktadır. Ayrıca 2 adet Eurofighter Typhoon prototipinde de RB199 kullanılmıştır. Ta ki Typhoon, EJ200 motoruna kavuşana kadar.

Turbo-Union RB199 ve Tornado

1986 yılına geldiğimizde Rolls Royce, Eurofighter Typhoon motoru için EuroJet firmasına teknoloji transferinde bulunacaktı. Bundan dolayı Almanya merkezli “EuroJet Turbo GmbH” adında bir konsorsiyum kuruldu. Konsorsiyuma Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve İspanya ortaktı. Ortaklık derecelerini aşağıdaki tabloda detaylıca görebilirsiniz. Rolls Royce yine bütün yükü omuzluyor.

1991 yılında ilk testini gerçekleştiren EJ200, 20 bin libreye kadar itiş gücü üretebilmektedir. 2006 yılında 1400 adet EJ200 üretilmesi için sözleşme imzalandı. 20 Ocak 2015’de ise Türkiye ile EuroJet Konsorsiyumu arasında işbirliği sözleşmesi imzalandı. Türkiye’nin TF-X motorunda EJ200’den bazı teknolojileri kullanabileceği öngörülüyor.

EJ200 ve Eurofighter Typhoon


90’lı yıllarda Allison Engine ile birlikte C-130 Hercules’in T56 turboprop motorunu ortak olarak geliştirmeye başladılar. 

Allison/Rolls Royce Ortak Üretimi T56 Turboprop
C-130 Hercules
2004 yılında ise General Electric ve Rolls Royce ortaklaşa F136 motorunu üretti. Ancak 2011 yılında iptal edilip prototip olarak kaldı. Bunun ardından Rolls Royce gidip Pratt Whitney’in F135 motoruna parça geliştirmeye başladı. Bugün Rolls Royce F-35 için önemli bir üreticidir.

4) NPO Saturn (1916, Rusya)


NPO Saturn 2001 yılında Rybinsk Motors ve Lyulka-Saturn birleşmesiyle kurulmuştur. 2011 Verilerine göre 23.000 çalışanı vardır. Rybinsk Motors 1916 Yılında Rusya Renault Fabrikası olarak kuruldu. 1917 yılında Rus bombardıman uçağı olan Ilya Muromets’in motoru konusunda çalışmalar yaptı. Bolşevik İhtilalinin ardından 1918 yılında devletleştirildi.

Ilya Muromets

Rybinsk 1950’li yıllarda Rusya’nın ağır bombardıman uçaklarının motorlarının önemli parçalarını geliştiriyordu. 1960’larda Rybinsk RD-38 motorunu Yakovlev Yak-38 için geliştirdi. Yak-38, İngiliz Harrier ile birlikte  dünyanın ilk dikine iniş kalkış yapabilen uçağıdır. RD-38 turbojet motordur ve 7.200 libreye kadar güç üretebiliyordu. Bu motorlar 2 adet olarak kokpitin arka tarafına konuşlandırıldı. Dikey iniş ve kalkış esnasında çalışıyordu.

RD-38 ve Yak-38

Toplam 317 adet Yak-38 üretildiğini düşündüğümüzde bu motorun en az 634 adet üretildiğini saptayabiliriz.

Bugünkü Saturn’ün diğer yarısı olan Lyulka da boş durmuyordu. Lyulka 1952 yılında ilk turbojet motoru olan AL-7‘yi çalıştırdı. 1954 ile 1970 yılları arasında binlerce üretildi. Sukhoi Su-7, Su-9, Su-11, Tupolev Tu-28, Beriev Be-10 uçaklarının motoru AL-7’dir. Yani soğuk savaşta SSCB için çok önemli bir motordu. 22 bin libre güce sahip motor aynı zamanda Kh-20 termonükleer başlıklı seyir füzesini de uçuruyordu.

AL-7
Sukhoi Su-7 ve Kh-20 Nükleer Seyir Füzesi


1960’lı yıllarda AL-21 adında bir turbojet motor geliştirmişti. Bu motor 24.600 libreye kadar itiş gücü sağlıyordu ve SSCB tarafından çok beğenildi.

Lyulka AL-21

Bu motor adeta peynir ekmek gibi üretildi. Hem Su-17/20/22 serisinde hem de Su-24’de kullanıldı. Su-17/20/22 toplamda 2.867 adet üretildi ve 20’den fazla ülke tarafından kullanıldı. Su-24 ise yaklaşık 1.400 adet üretilmiş olup 13 ülke tarafından kullanıldı. Hatırlarsanız 2015 yılında Suriye sınırında düşürdüğümüz Rus uçağı Su-24 idi.

Bununla da kalmadı, AL-21 Su-27’nin ilk prototiplerinde ve MİG-23’lerin bombardıman versiyonlarında da kullanıldı. Kaba bir hesap yapacak olursak AL-21 motorunun en az 5.700 adet üretildiğini saptarız.
Sukhoi Su-24M

Rybinsk firması ise, RD-38’in ardından 1984 ile 1992 yılları arasında RD-41‘i üretti. (Bazı kaynaklarda RD-48 olarak geçer.) Bu motor, adından da anlaşılacağı üzere Yakovlev Yak-141 efsanesine güç verecekti. Kokpitin arka tarafına konuşlandırılmıştı ve dikey iniş kalkışı sağlıyordu. RD-38 7.200 lbf iken RD-41 tam 9.300 lbf güce sahipti. 4 prototip üretilen Yak-141 için toplam 8 adet üretildi.

RD-41
Yak-141

Lyulka firması 1981 yılında 28.000 lbf gücünde AL-31F motorunu üretti. Geliştirilmiş versiyonları 30.000 lbf’ye kadar ulaşmaktadır. Çeşitli varyantlarda binlerce üretilen AL-31F motorları Su-27, Su-30, Su-33, Su-34, J-11(Çin Su-27’si) ve J-10’larda başarıyla kullanılmıştır. Hatta Çin 5.Nesil J-20 uçağının birkaç tanesinde bu motorun geliştirilmiş bir versiyonunun kullanıldığı söyleniyor. Thrust Vectoring dediğimiz hareketli 3D nozzle teknolojisine Rusya bu motorla kavuştu.

AL-31F

2000’lere geldiğimizde NPO Saturn AL-41F adında yeni bir motor geliştirmeye başladı. Bu makine 32.000 lbf güce ulaşabilen bir canavardı ve Sukhoi Su-35 jetini göğe yükseltecekti. Aynı zamanda Mikoyan Proje 1.44’de de kullanılacaktı ancak 1.44 projesi iptal oldu. Su-57’nin prototiplerini de uçuran AL-41F, geliştirilmiş versiyonlarıyla Su-57 seri üretiminde de kullanılacaktır.

AL-41F ve Su-35


Küçük bir not: 2004 Yılında Fransız Snecma ile NPO Saturn, “PowerJet” adında ortak bir şirket kurdular. Ancak bu şirket sivil amaçlı motor üretmektedir ve çok aktif değildir.


Yazının ikinci kısmında görüşmek üzere…

Bu Yazıyı Paylaş
Takip et:
Turkish Defence Agency Genel Yayın Yönetmeni. Havacılık tutkunu.
Yorum yap

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Exit mobile version