Karşılaştırma serimizin ikincisi olarak belirlediğimiz Türkiye-Mısır ordu ve envanter karşılaştırmasına başlamak üzereyi. Çayınızı alıp okumaya koyulmanızı öneririm 😄
Daha önceden serinin ilk yazısı olarak Türkiye-Yunanistan karşılaştırmasını okumadıysanız onunla başlamanızı tavsiye ederim 👉 http://www.trsavunmasanayi.com/2018/12/turkiye-yunanistan-ordular-ve-envanter.html
Yazıya her iki ordudan görüntüler olan bir video ile başlamak keyifli olacaktır…
Mısır ile Türkiye tarih boyunca etkileşim halinde olmuştur. Her iki coğrafya da özellikle Türklerin anadoluya gelişinden itibaren karşılıklı olarak gerek Mısır anakarasında gerek Orta Doğu topraklarında karşılıklı mücadele içinde olmuştur. Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethetmesiyle birlikte Mısır anakarası 1. Dünya Savaşı öncesinde İngilizler tarafından işgal edilene kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır.
1948 Arap-İsrail savaşı, 1956 Süveyş Krizi, 1967 Altı Gün savaşı, 1973 Yom Kippur savaşlarının tamamında Mısır İsrail’e karşı mücadele vermiş, ordularının eğitimsizliği, donanımlarının yetersizliği, ekonomik ve siyasi vb sebeplerle bu mücadelede başarılı olamamıştır.Günümüzde kendisini revize etmeye çalışan Mısır ordusu oldukça kozmopolit, iç içe geçmiş ve karmaşık hale gelmiş bir envantere sahiptir.
M60a3 tankları ise Fırat Kalkanı harekatının başında ön cepheye sürülse de eski olmalarından mütevellit verdiği arızalar neticesinde geri satha çekilerek 2. hatta koruma ve gözetleme vazifesi yapmışlardır. M60a3’ler TTS modernizasyonu ile revize edilmektedir ve ek zırh plakaları, lazer ikaz sistemleri ile donatılarak asimetrik savaşa daha uygun hale getirilmektedir.
Leopard-1 serisi tanklar ise modernizasyona tabi tutularak Leopard-1T haline getirilmiş ve atış kontrol sistemleri dahil birçok aksan güncellenmiştir ancak bu tankların zırhı M60 tanklarının seviyesinde ve eski teknoloji barındırdığından aktif olarak kullanılmamaktadır. Gereklilik halinde ise ERA ile kaplanarak kısmen görev icra edebilirler.
Farklı konseptlerde kullanılabilir olmaları bu araçlar vazgeçilmez ve sayıca çok alınmasına sebep olmaktadır. Bugün iki ordu da manevra halinde bu araçlardan çokça faydalanacak ve aktif olarak kullanacaktır peki ne kadar?
Türk envanterinde Nato zırhlılarından Sovyet zırhlılarına ve ABD menşeili zırhlılara birçok farklı araç görev almış ve almaktadır. Bu araçlar özellikle Kıbrıs Barış Harekatında aktif görev almış daha sonra da PKK terör örgütü ile yapılan mücadelede kullanılmışlardır. Türk ordusu envanterini son dönemde de hem bu araçları modernize ederek hem iç kaynaklara başvurarak geliştirmiştir. Otokar-FNSS-BMC-Nurol-Katmerciler gibi Türk firmalarından alınan farklı segment ve türlerde araç envantere dahil edilmiş ve bu araçlar fazlasıyla başarı sağlayarak hizmet etmiştir. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatında da bu araçlar aktif kullanılarak manevra kabiliyeti güçlendirilmiştir.
Mısır envanterinde bulunan zırhlı muharebe araçlar ve zırhlı personel taşıyıcılar diğer klasmanlar gibi farklı ülke ve bloklarda ülkelerin üretimi. Her ne kadar bazı araçlar mısır tarafından küçük çaplı reziyona tabi tutulmuş olsalar da araçlar genel olarak soğuk savaş dönemine ait eski ve demode araçlar.Bu araçlar hem eski hem de modernizasyonsuz olması bakım imkanlarını oldukça zorlaştırmaktadır. Ayrıca diğer klasmanlarda da olduğu gibi birçok farklı menşeiye ait olan bu araçlar bu sebepten kullanımda da bakımda da oldukça büyük zorluk çıkartmaktadır .Envanterde MaxxPro, Panthera ve humvee tarzı modern araçlar bulunsa da bu araçların sayısı pastanın küçük bir dilimini oluşturmaktadır. Bu sebeplerden Mısır ordusu’nun zırhlı muharebe araçları ve personel taşıyıcı envanteri gayrı modern, gayrı efektif ve külfetli bir envanter barındırmaktadır.
Topçu ve Roket sistemleri çok uzun süredir orduların sahada kullandığı en etkin sistemlerdendir. Bu sistemlerin atası olan okçu birlikler doğuda ve batıda dünyanın tamamında kullanılmış ve geliştirilerek daha büyük hasarlar vermesi amacıyla kullanılmış ve bu sistemlerin geliştirilip barutun icadıyla önce top sonra roket sistemlerine dönüşmüştür.
Topçu ve Roketçi silah bataryaları sahada çok aktif görev alarak füze sistemlerine göre düşük maaliyetle net sonuç almayı amaçlar.
Türkiye Envanteri
Türk envanterine baktığımızda fazlasıyla çeşitlilik görüyoruz, hem topçu sistemleri hem roket bataryalarının çeşitliliği dışarıdan alınan sistemler ve içeriden tedarik edilen sistemlerden oluşmaktadır.
Özellikle obüslerle yapılan operasyonlarda hem PKK ile mücadelede hem Suriye’de yapılan harekatlarda ciddi menzile kadar hava kuvvetlerine gerek kalmadan nokta atışı yaparak hedef imha ettiği bilinmektedir. Yerli imkanlarla üretilen T155 Fırtına-Panter obüsleri ve Kasırga-Sakarya roket bataryaları sahada çok aktif görev yapmaktadır.
Suriye’de obüslerin ve Sakarya roketlerinin kullanıldığı görülmüş ve bu araçların başarılarına dair de mevcut görüntüler vardır. T155-Fırtına-2, Asya, Yavuz gibi projelerle de bu sistemlerin hem menzil değerleri hem manevra kabiliyetleri arttırılarak ordunun kabiliyetleri güncellenerek yükseltilmektedir.
Mısır Envanteri
Mısır envanterinde bulunan topçu sistemlerinin büyük çoğunluğu yine sovyetlerden kalma soğuk savaş dönemine ait oldukça eski sistemlerdir. M110, M109 ve M270 sistemleri Amerika’dan satın alınan envanterdeki en modern topçu sistemlerini oluşturmaktadır. Bu sistemlerin sayısı topçu envanterlerinin küçük bir bölümünü oluştursa da başarıyla görev ifa edebilecek sistemlerdir. Bunun Türk envanterinden farkla Balistik sistem olan SCUD’u da kullanmaktadırlar ancak bu eski silahların ne kadar başarı gösterebileceği ayrı bir tartışma konusudur.
Mısır ordusunun envanterinde çok ciddi anlamda anti-tank silahı bulunmaktadır. 170 bin adet bulunan RPG ve LAW anti-tank silahlarının sayısı çok fazladır ve istihbaratların çalışmasıyla zırhlıları anti-tank tehdidinden kurtarabilmesine imkan vermemektedir. Envanterlerinde bulunan bu yüksek sayıdaki eski model RPG ve LAw silahı güdümsüz ve delme gücü düşük silahlardır bu sebeple modern ordulara karşı uzak mesafelerden tehdit oluşturmamaktadır. Bu silahlar Mısır’ı karadan işgal edip, meskun mahalde çatışmaya girecek ülkeler için ise tam bir baş belası olacaktır.
Mısır ordusu stratejik bir hamle yapıp çöl düzlüklerinde savaşmak yerine meskun mahalde savaşmayı tercih ederse bu silahlar kullanılabilir. Buna ihtilafen modern anlamda yüksek delme gücüne sahip kızılötesi yahut tel güdümlü anti-tank silahlarının sayısı da azdır. Tow ve Milan-II’ler karadan, Hellfire’ler de hem karadan hem Ah-64’lerden kullanılarak çok yüksek tehdit oluşturabilirler.
Türkiye Envanteri
http://www.trsavunmasanayi.com/2018/03/turkiyenin-taaruz-helikopteri-seruveni-1.html
http://www.trsavunmasanayi.com/2018/03/turkiyenin-saldr-helikopteri-seruveni-2.html
Türk envanterinde bulunan Skorsky UH-60, AS-532 Cougar, AB206 ve CH47 türevi helikopterler güncel ve başarıyla görev yapmaktadır. Ayrıca Türk firmalarıyla ABD Skorsky firmasının T70 isminde S70 modelinin revize edilmiş helini ortak üretme projesi bulunmaktadır.
Envanterde bulunan UH-1 HUEY ve türevi helikopterler ise eskimiş ve yorulmuş helikopterlerdir, bu helikopterler bakımlı ve revize edilmiş olsalar dahi artık envanterden çıkartılmaları gerekmektedir. Bu helikopterlerin envanterden çıkartılıp ıskartaya ayrıldıktan sonra yerlerine yenilerinin tedariki için de TSK yerli firmalarla işbirliğine gitme yolunu seçmiş ve TAİ tarafından T625, 6 ton sınıfı çift motorlu helikopterler tasarlanmıştır. İlk uçuşunu başarıyla yapan helikopterin önünde hiçbir engel bulunmuyor ve helikopterin üretim bandından çıkıp envantere girmesiyle Türk nakliye helikopteri envanteri fazlasıyla güncellenmiş olacaktır.
Bunun yanında TAİ firmasının T625’ten sonra geliştirip üretime alacağı 10 ton sınıfı helikopter de envantere girdikçe COUGAR helikopterleri de ıskartaya ayrılacaktır.
Mısır Envanteri
Mısır, birçok klasmanda olduğu gibi helikopterlerde de envanterini eşlemekle hem avantajlı hem de dezavantajlı bir duruma sahiptir. Ambargo vb durumlarda diğer bloktan menşeili araçları kullanarak araçsız kalma sorununu çözebilir ancak iki bloktan da araç bulundurduğu için iki kat bakım ünitesi, iki kat bakım masrafı ve kullanımda da zorluklar yaşayacaktır.Envanterlerine ciddi bir yenileme yapamadıkları için çok eski ve demode araçları da envanterlerinden çıkartmıyorlar bu sebeple hem çok eski araçlar hem de yeni aldıkları araçlar envanterlerinde bulunuyor.
Eski araçkarın bakımlarına gelince işid ile sina yarımadasında yaptıkları mücadelede de görüldü ki Mısır araçları sağlam bakım altında tutulduğu söylenemez bu sebeple yolda kalma durumu ve zayiat yaşayabilirler. Envanterlerine darbe sonrası SİSİ döneminde aldıkları AH-64 Apache ve Kamov KA 50-52 helikopterlinin ikisi de ağır sınıf taaruz helikopterleridir ve karşı blokların helikopterlerdir. Mısırın asimetrik/düzensiz ve de aşırı silahlanma hevesi hem tehdit olmalarına hem de büyük sorunlara gebe olmalarına yorumlanabilir.
Türkiye Envanteri
Türk donanma envanteri aslına bakılırsa bir ülke için iç denizlerde kendi güvenliğini sağlamak amacıyla oluşturulduğu taktirde yeterli ve zengindir. Hem deniz üstü ve altı platformların çeşitliliği hem nicel bakımdan sayısı hem de nitel anlamda revizyona tabi tutulmuş güncel teknolojiyle donatılmış olmaları envanteri yeterli kılar. Ancak! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin siyasi konjektür ve stratejisi gereği hem akdenizde hem egede hem de karadenizde deniz hakimiyeti oluşturmak, Ege’de ki Yunan-Türk çatışmasında ezici olmak ve akdenizdeki petrol karmaşasında dokunulamaz olmak için bu donanma kesinlikle yeterli gelmemektedir. İsrail-Mısır-Yunanistan-GKRY ittifakına karşı yalnız kalacak Türk donanması ciddi tehdit altındadır. Envanterde bulunan fırkateynler eski model de olsa sağlam bir modernizasyondan geçmişlerdir ve bir kısmında yerli yazılım vb ürünler kullanılmaktadır.
Gabya sınıfı fırkateynlerin bir kısmına entegre edilen VLS’ler ile donanma gücüne ekstra güç çarpanı katılmıştır. Envantere yeni yeni alınan iç imkanlardan tedarik edilen milgem sınıfı Korvet gemileri oldukça yeni ve son teknoloji ürünüdür. Türkiye’nin ileriye dönük İ sınıfı fırkateyn, Reis sınıfı denizaltılar, TF-2000 gibi projeleri donanmaya can suyu katacak ve çok güçlü çarpan oluşturacaktır. Ege denizinin adacıklardan oluşan coğrafyasında Türk donanmasının çeşitli ve sayıca üstün karakolbot ve hücumbot filoları yunan donanması için ciddi tehdit oluşturmaktadır.
Mısır Envanteri
Mısır Donanma gücü denildiğinde akla elbette son dönemde yaptıkları alımlar gelmektedir. Gerek Fransa’dan aldıkları Mistral sınıfı helikopter gemileri gerek FREMM sınıfı fırkateyn gerek Gowind sınıfı korvetlerler bireysel anlamda güçlü olarak nitelenebilecek gelişmiş gemilere sahiptir. Kuzeyde akdenize sınır olan Mısır açık denizde görev yapmak için denizde üs olarak kullanabilecekleri Mistral’ler ve uzun menzilli ağır görevler icra edebilecek Fremm’ler ile akdenizde ciddi bir güçtür. Kızıldenizde görev yapmak için ihtiyaç duyacakları hafif sınıf korvet ve hücumbot envanterlerine geldiğimizde ise birkaç istisna dışında yetersizdir. Bu yetersizlik yalnızca nicelik değil nitelik içeriği de kapsamaktadır. Mısır donanmasının zaaflarından biri de asimetrik silahlanmadır.
Mistral almalarına karşılık bu gemiyi savunacak, Mistral’ler ile birlikte göreve çıkacak filotillanın ihtiyaç duyacağı hava savunma fırkateynleri bulunmamaktadır. Bunun da ötesinde bu gemilerin öz savunmasını yapacağı uygun savunma füzeleri dahi bulunmamaktadır ki Mistal güvertesinde Stinger taşıyan humvee’ler bunun en net delilidir.
Hava kuvvetleri, uçakların ordularda kullanılmaya başladığı Trablusgarp savaşından birinci dünya savaşına kadar makineli toplarla donatılmış öldürme araçlarıydı. İkinci dünya savaşında gelişen teknolojiyle birlikte ağır bombardıman uçakları, büyük toplar taşıyan avcı uçakları ve hatta jet savaş uçakları dahi kullanılmaya başlanmış ve ilerleyen süreçte soğuk savaşın henüz başlarında ses hızının kat kat üzerine çıkabilen SR-71, Mig25 vb uçaklar imal edilmişti. Bugün her türlü görevi icra edebilecek farklı tasarım ve konseptlerde nesil nesil uçaklar görmek mümkün. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de dediği gibi istikbal göklerdedir!
Türkiye Envanteri
Türk hava kuvvetleri bugün bel kemiği olarak savaş filosunu F16 Block30/40/50+ modellerden oluşturmaktadır. Bu F16 uçaklarının önemli bir kısmı yerli imkanlarla modernize edilip bazılarına milli yazılımlar entegre edilerek geliştirilmiştir. Türk F16 uçakları bugün modern ve gelişmiş uçaklardır. Av ve bombardıman göreviyle hala envanterde görev yapan 2020 modernizasyonuna tabi tutulmuş F-4 uçakları ise miadını doldurmuş eskimiş uçaklardır. Her ne kadar bakımları gayet iyi yapıldığından başarıyla görev yapabiliyor olsalar da bir savaş durumunda büyük zaaf altında kalan uçaklar olacaklardır. Taşıma ve nakliye filolarına bakıldığında çeşitlilik söz konusudur, A400M Atlas uçaklarına ortak olan Türkiye, filosuna bu uçakları da katarak C130 C160 gibi eskimiş uçaklarla donanmış envanterine genç uçaklar katmıştır.
Bunun yanında Katar’a yapılan askeri nakliyatta T155 Fırtına obüslerini ve bu gibi platformları taşıyacak uçağı olmadığından Türk Ordusu Katar’a ait C17 GlobalMaster uçaklarını kullanmıştır. Türk hava kuvvetleri savunma sanayinde birçok sektörde olduğu gibi geleceğe yatırım yapmakta ve ileriye dönük projeler ile gelişim göstermektedir. F35 savaş uçaklarının üretici ortaklarından olan Türkiye, hem üretimde tecrübe edinmekte hemde üretilen uçaklardan envanterine katmayı planlamakta. Şuan için 2 adet kesin sipariş geçilmiş durumda ve uçaklardan biri üretim hattından çıkmıştır.
Mısır Envanteri
Mısır envanteri modern anlamda savaş unsuru sayılabilecek filolara sahiptir. Hava kuvvetlerinde bulunan doğu bloğuna ait MİG-35 ve MİG-29 savaş uçakları gelişmiş hava kuvvetlerine, hele de bölgedeki rakipleri israil ve Türkiye hava kuvvetlerine karşı aktif görev yapabilecek uçaklardır. Mig-29 uçaklarını diğer kullanıcıların bazıları gibi modernize etmemiş olsa dahi bu uçaklar F16 muadilidir. Mig-35 uçaklarına gelince Rus hava kuvvetlerinin bel kemiğini oluşturan Sukhoi-35 Flanker’ların Mikoyan firmasındaki “hemen hemen” muadilidir. Bu durumun dışında Nato bloğuna ait olan F16 filoları içinde en büyük filolardan biri olan Mısır F16 Filosu da 220 adet ile çok ciddi unsurdur. Mısır F16 uçaklarının 20 adetini Block52 seviyesine yükseltmiştir ve kalan uçakların da bir kısmında motor modernizasyonu gerçekleştirmiştir. Mısır envanterindeki F16 uçaklarının 46 tanesi Lockheed Martin görevlendirmesiyle Türkiye’de, TAİ tarafından üretilerek teslim edilmiş, bu uçakların 3 tanesi “0 hata” madalyası almıştır.
Nato bloğundan devam ettiğimizde Mısır’ın envanterinde bir de Rafale uçakları bulunmaktadır. Fransa üretimi bu uçaklar Fremm sınıfı fırkateynle birlikte alınmıştır ve bu uçaklar 4. nesil seviyede ve oldukça gelişmiş aviyoniklerle donanmış haldedir.
Bu gelişmiş uçakların haricinde Mig-21, Chengdu j-7 gibi eski uçaklar da bulunmaktadır. Bu uçakların bakımının yapılıp yapılmadı, uçabilir/ görev yapabilir seviyede olup olmadığı meçhuldür.
Mısır hava kuvvetlerinin envanterini göz önüne aldığımız kadar savaş yönetim kabiliyetini de göz önüne almalıyız. Arap-İsrail savaşlarında dönemin modern uçaklarını pistlerden dahi kaldıramayan Mısır hava kuvvetlerinin bugün sahip olduğu uçaklarla ne kadar başarı elde edebileceğini sizin yorumlarınız bırakıyorum.
İnsansız Hava Araçları
Türkiye, insansız hava aracı için 90’lı yıllarda hem ABD hem NATO hem İsrail’den İHA alımı yapmış ve bu iha’ları PKK ile mücadelede kullanmıştır. Başlarda Gnat, İ-Gnat tarzı ihalar kullanılmış daha sonra Heron ve muadili ihalar satın alınarak kullanılmıştır. Bu araçların kullanım ve bakımı için araçlarla birlikte gelen ekipler ve araçların sorunlar yaşatması, araçların hava koşulları vb. bahanelerle acil ihtiyac duyulan karakol baskınları pusu vb durumlarda uçamaması gibi nedenlerle TSK bu araçlardan istediği randımanı alamamış ve güven duymamıştır. Bu dönemde hem TAİ’nin insansız hava aracı geliştirme çalışmaları yapmıştır. (ki kırlangıç ve doğan adında ihalar geliştirilmiş ancak arkası gelmemiştir.) Bu dönemde ayrıca ileride adından çok söz ettirecek Haluk-Selçuk Bayraktar kardeşlerin babalarıyla birlikte insansız hava aracı çalışmaları olmuştur.
Mısır Envanteri
Mısır insansız hava araçları daha çok hafif görevler icra edebilen hedef uçak benzeri insansız hava araçlardır. Filoları Amerika, Avrupa ve Çin menşeili platformların oluşmaktadır. Bu insansız uçakların nitelik anlamda faydalı yük kapasitesi yahut havada kalış kabiliyeti düşük olan uçaklardır. Bu sebeple silahlı yükle veya uzun soluklu görev kabiliyetine sahip olmadığından küçük görevlerle sınırlı kalacaklardır.
Mısır’ın kendi imkanlarıyla geliştirdiği insansız hava aracı da bulunmadığından bu klasmanda bağımlı haldedirler.
Buna istinaden Çin’den son zamanda yaptıkları Wing Loong-2 alımı insansız hava aracı klasmanında ciddi bir platformdur.
Alternatif durumlar
Mısır ve Türkiye orta doğu coğrafyasında hem yüz ölçümü bakımından hem tarihsel bakımdan en köklü devletleridir. Tarih boyunca da dini ve etnik sebeplerle bu iki köken hem dostane ilişkilerde bulunmuş hem de karşılıklı fetih çabalarına girişmişlerdir. Osmanlı Devleti’nin bu coğrafyadan çekilmesiyle bir sürelik İngiliz işgalinin ardından Mısır’ın bağımsız dönemi başladı.Bugüne geldiğimizde Mısır genelkurmay başkanı AbdulFettah El-SİSİ’nin darbe yaparak ülkenin başına geçmesiyle Mısır, aşırı silahlanan ve bölgede Türkiye’ye muhalif politika izleyen bir ülke haline gelmiştir.Mısır ile Türkiye’nin en çok çatışma yaşadığı konu akdenizde yürütülen doğalgaz arama çalışmalarındaki karasuları ihtilafıdır. Mısır ile Türkiye’nin olası bir çatışma durumunda iki ülkenin de akdeniz üzerinde ciddi bir savaş vereceği aşikardır. Bu durumda ana yük önce hava kuvvetlerine, ardından da donanmalara düşecektir.
Türkiye’nin akdenizdeki avantaji elbette kıbrıs olacaktır. Kıbrıs akdenizde devasa bir uçak gemisi gibi görülebilir. Türkiye’nin bu adayı askeri ve lojistik ara nokta olarak kullanması ada ve civarını mısır için kullanılamaz alan haline getirecektir. Türkiye’nin yerli gemisavar füzesi ATMACA’nın geliştirilip kullanıma alınmasıyla birlikte, hele de bu mühimmatın mobil hale getirilerek adaya konuşlandırması Mısır donanmasını akdenizde bitirecek hamle olması muhtemel. Mısır’ın avantajı ise Türk donanmasına karşın iki adet yüzer üs olarak kullanılabilecek helikopter gemisine ve bu gemiye refakat edecek Fremm sınıfı fırkateyne sahip olmasıdır. Türk donanmasında henüz Fremm sınıfına muadil bir platform bulunmuyor. Bu gemiler birebirde daha avantajlı gemiler olsalar da koordineli ve filotilla ile manevra yapması gereken unsurlar olduğundan, Mısır’ın bu gemilerle birlikte hareket edecek filoları olmadığından bu gemiler uzun süreli koordinasyonlu manevralar yapamayacaktır.
İki ülkenin de birbirini karadan işgal etmesi ihtimalinde çok yüksek kayıplar yaşanacaktır. İki ordu da yüksek sayıda konvansiyonel silaha sahip olduğundan meskun mahalde yaşanacak çatışmalar ağır sonuçlanacaktır.
Bu yazıyı burada noktalayalım, bu serinin devamında Türkiye-İsrail karşılaştırmasını yapacağız. Sabırla okuduğunuz için ayrıca teşekkür ederim.
Yazar: Tarık KÜÇÜK